'74 Kıbrıs Harekâtı, ne kadar haklı idiyse bugün o kadar haksız duruma düşme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bülent Ecevit'in el attığı bir çok işte olduğu gibi bu mesele de ele-yüze bulaştı. Daha ne olsun? Kıbrıs Türklerinin psikolojileri ortada. Güneyle-Kuzeyin milli gelir farkı tam 10 kat. Bir tarafın diğerinden 10 kat geri kalıp da hırçınlaşmaması mümkün değil. Şimdi üstüne üstlük bir de Kıbrıs'ın tamamı "Kıbrıs Cumhuriyeti" ismiyle AB üyesi oluyor. Bu kat'ileşti. Onun için AB'nin oradaki askerimize hangi nazarla bakacağı apaçık ortada. Zaten bunu uzun zamandır dillendirmekteydiler. Yaşar Yakış, onu haber veriyor. Bir tehlikeye işaret etmekte. Yoksa Türk askerini adada işgalci görmek gibi cinnet çapında bir niyeti yok ve olamaz. Sayın Yakış'ın vatanseverliği, kimseden de eksik değil. Teklifi şu. 'Müzakereye oturalım. 28 Şubat 2003'e kadar Kıbrıs Türkleri ve Türkiye için en lehte, en makul şartlar her ne ise onu bulup çıkartmaya ve karşı tarafa da kabul ettirmeye çalışalım.' Eğer bu yapılamazsa görevi gereği başımıza gelecekleri haykırmakta. Hani bizim, doğru söyleyeni dokuz köyden kovma gibi meşhur bir huyumuz vardır ya!.. Bu huyun depreştiğini görüyoruz. Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Türk ordusunu işgalci görmüyor. Ordumuz 20 yıldır orada sulh ve sükunun teminatı olmuştur. Fakat bu neticeyi pazarlayamadık. Bırakınız teşekkürü, onlara göre işgalciyiz. Batı, topyekun o anlayışın içinde. Şimdi AB'nin resmi tutumu da bu olacak. Böyle bir tavrın işimizi ve çözümü ne kadar zorlaştıracağı idrak edilemiyor mu? Adama sormazlar mı? -Madem haklısınız neden masaya oturmuyorsunuz? diye. Üstelik bugün muhatap Güney Kıbrıs, Yunanaistan, BM... yarın, AB olacak. Biz, Güney Kıbrıs'a "görüşelim" diyeceğiz onlarsa "muhatabınız biz değiliz, AB" diyerek oralı bile olmayacaklar. Hangi Güney Kıbrıs? Avrupa Birliğine katılmış, veto hakkına sahip ve AB nezdinde Kıbrıs'ın tek ve meşru devleti. Avrupa Birliğine dahil olmamız mevzuunda 2005 başında müzakereleri hayal ediyoruz. Doğru. O yönde ciddi çalışmalar da var ama, İhtilaf içinde olduğunuz Güney Kıbrıs ve onun zorlamasıyla Yunanistan yarın Türkiye'nin girişine mani olmayacaklar mı? Tek başına Güney Kıbrıs kök söktürecektir. Göreceksiniz. O günkü nüfusla 75 milyon 500 binin ağzına bakacak. Görünen köy kılavuz istemez. Kıbrıs için hep beceriksiz ve firasetsiz bir siyaset güdüldü. Hiçbir zaman cesur olunamadı. Şimdi de birbirine düşmüş insanlar manzarası verilmekte. Böyle zamanlarda kabahat birine fatura edilir. Bu defaki adres Yaşar Yakış'ın. Hüsnüniyetle söylenmiş bir söz, suiistimal edilmekte. Bir kere daha ordu sömürüsü yoluna sapılıyor. Nazari kavgalar, taş gibi gerçekleri değiştirmez.. Kıbrıs'ta çok vahim ve dile getirmek istemediğimiz müessif gelişmelerin müsebbibi olmayınız... Bir dâvâ, çapsız politika esnafı eliyle işte böyle çar-çur edilir. Yakış'a yağlı ipler hazırlayacağınıza o esnafı tarih önünde yargılayınız. Bir kere daha... Cephede kazanıldı.. Masada kaybediliyor. Bari elinizi çabuk tutunuz da kayıp az olsun.