YENİ DÜNYA DÜZENİNDEN YENİDEN NİZÂM-I ÂLEME!..

A -
A +

Bugün Osmanlı veya Osmanlı İmparatorluğu denilen Devlet-i Aliyye; Yüce Devlette cezalandırmaların bir esbâb-ı mûcibesi vardı. Karar ve tatbikat şu cümleyle duyurulurdu: "Nizâm-ı âlem içün!"

Nizâm-ı âlem, yeryüzünün dirlik ve düzenini korumak, fitnenin; bozgunculuğun fırsat bulmasına imkân vermemek demekti. Zira Devlet-i Âli Osman’da fitnenin katilden; cinayetten beter olduğu şer-i şerîf kaidesine inanılırdı. Böylece def-i mefâsid, celb-i menâfiden, bozgunculuğu önlemek, yararları devşirmekten önce gelirdi…

Onun içindir ki yerkürede Osmanlı Türkü’nün adalet yıldızı yükseldi ve insanlık, asırlar boyu Osmanlı Barışıyla huzur içinde yaşadı. 19. Asırdan itibaren gelen devletler, ne cihanşümul adaleti tesis edebildiler ve ne de herkesi kucaklayan huzur ve barışı getirebildiler. Dedikleri şuydu:

 

-Yeni Dünya Düzeni!

Neye göre, kime göre, kimin için, hangi ölçüyle yeni dünya düzeni? Dedikleri düzenin başlangıç ve bitiş noktası ve ahlâkî ilkeleri tarif edilmemiştir. Son iki asırda Batıda ve Doğuda yükselen kapitalist ve komünist temelli devletlerin hiçbiri nizam-ı âlemi, barışı, sulh ve sükûnu, adaleti yükseltmeleri mevzubahsi olmamıştır. Üstelik uygulamaları da aksi yöndedir. İngiltere, İspanya, Hollanda, Fransa, Amerika, Rusya, Çin… kim varsa iklimlere dalıp buraları talan ederek alıp memleketlerine götürmüşlerdir. Topyekûn Afrika, Türkistan, en son olarak Afganistan ve Irak buna misaldir. Bu misaller çoğaltılabilir.

Kuşatıcı bir ufukla bakıldığında 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan Rusya-Ukrayna Harbi, komşu iki devletin sıradan çatışması değildir. Bu savaş, bir yanıyla kapitalist ve komünist özlü dünya görüşlerinin kalıntı dövüşleridir. Diğer yanıyla proje safhasında kalan BOP-Büyük Ortadoğu ve Arap Baharı projelerinin tükenişidir. Soğuk Savaşın son vuruşmasıdır. 1945’te başlayan Soğuk Savaş Dönemi, 26 Aralık 1991’de SSCB’nin dağılmasıyla bitmiş fakat artçı sarsıntıları devam etmiştir.

Sömürgeci başkentlerin bir hesabı olabilir.

Hesapları üzerinden doymaz açlıklarla yürüyorlar.

Ama…

Allahü teâlânın da bir hesabı var!..

İki yıl süren bir Covid salgını dünyayı sarstı.

Salgının öncesinde ve sonrasında mazlumların ahı var.

Dünya, asra yaklaşan bir zamandır Çin zulmü altında inleyen Şarkî Türkistan’a 30 milyonluk Uygur Türkü’ne kulaklarını tıkamıştır. Filistin, 1940’lardan beri İsrail zulmü altında. Afganistan, 1979’dan bu yana kuzeyden ve batıdan gelen işgallerle perişan. Arakan Müslümanları Hindular yüzünden diğer mazlumlar… Suriye, Yemen kargaşa içinde. Afrika daimi müstemleke.

Bu insanların ahları tutmuştur. 

Dünya, bugün bir salgın ve bir savaşla giderek Birinci Dünya Harbi yılları sıkıntılarına sürükleniyor. Olayları, dün bugün ve yarın denkleminde çok iyi tahlil etmeliyiz. Ankara, baştan beri dengeli gidiyor. Tuzaklara düşmedik, telkinlere aldanmadık. Öyle de olması gerekirdi. Zira büyük; âli devlet tecrübemiz var:

Âdil ve yeryüzünde sulhü, barışı kuran ve koruyan bir Cihan Devleti iken kemâlden-zevâle, zirveden-düşüşe geçiş dönemini yaşadık. Ağır kayıplarımız oldu. Bugüne gelince dünden yarına geleceğimizi şöylece tasvir edeceğiz:

1923-2023: Uzun ve çok sancılı bir çıraklık dönemi.

2023-2053: Kalfalık dönemi.

2053-2071: Ustalık Dönemi.

2071 ve takip edecek asırlar: Kızılelma’ya varış, yeniden Cihan Devleti olma dönemi…

Salgın öncesi ve sonrasında yaşanan işgal, talan ve harpler artık ne idüğü belirsiz Yeni Dünya Düzeni’nin de BM, AB, NATO ve benzeri kuruluşların iflasa sürüklenişini haber veriyor. Ya yeniden yapılanacak veya devrileceklerdir. Yalnızca onlar değil, ABD, İngiltere, Çin, Rusya da kaçınılmaz bir hesaplaşmayla karşı karşıyadır. Ya âdil olacak veya bedelini ödeyeceklerdir. Sovyetler Birliğinin ortada hiçbir emare yokken içi çürümüş bir çınar gibi devrilmesi unutulmamalı. Zulüm, haksızlık ve ahlar, gayretullaha dokunmuş olsa gerek…

Mevcut gidişatta Rusya, Ankara’ya yanaşırken doğruyu okumaktadır.

Moskova, 21. Asrın Türkiye Yüzyılı olacağını görüyor. Washington ise Türkiye’ye rağmen Atina ve terör örgütlerine yatırım yapmakla çıkmaz bir yola girmiş bulunuyor.

Türkiye, 2023’te Büyük Türkiye dönemine giriyor.

2023, Yeni Dünya Düzeninden yeniden Nizâm-ı Âleme geçişin başlangıç tarihidir.

Dünya, Türk Barışına yâni, Nizâm-ı Âleme muhtaçtır. Nizâm-Âlem, Merhamet Medeniyeti’nin, Vahiy Medeniyeti’nin insanlığa armağanıdır.

Anlamak ve paylaşmak esastır.

Âdil olmak şarttır!..

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.