Yeniden başlamak!..

A -
A +

14 Ağustos 2001’de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi, 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde Hükûmet oldu. O tarihten bu tarafa da ülke yönetiminin başında. Bu zaman zarfında da iktidar olarak bilineni ve bilinmeyeniyle bir hayli isyan, muhtıra, ayaklanma teşebbüsü yaşadı. Onların en kanlısı 15 Temmuz 2016’daki hain darbe ve işgal teşebbüsüydü. Bütün bu engellemelere rağmen AK Parti, bir Lider Hareketi olarak yoluna devam etti. Bu çeyrek asırlık süre içinde 4 Başbakan, 2 Cumhurbaşkanı, çok sayıda siyasetçi çıkardı, yönetime yeni isimler kazandırdı, kaht-ı ricâl geriletildi. Şerden hayr çıkma keyfiyeti malumdur. 15 Temmuz FETÖ ihaneti, AK Partiyle MHP arasında Yenikapı Ruhundan hareketle Cumhur İttifakı’nın kurulmasına vesile oldu; hâl ve bekamız kazandı…

 

23 Şubat 2025 günü AK Parti’nin 8’inci Olağan Kongresi vardı:

 

Soğuk kış şartlarına rağmen Kongrenin yapıldığı Ankara Spor Salonu, içi ve dışıyla dopdoluydu. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kürsüde 50 sayfalık bir kitapçık tutan konuşma metnini dile getirdi.

 

Kongrede heyecan, itidal ve disiplin vardı.

 

Tezahüratlar canlı ve ölçülüydü…

 

Kongrede merak edilen ve vatandaşların yahut ekran sunucularının bize yönelttikleri soru şuydu?

 

-Değişim olacak mı?

 

Bu suale “evet” dediğimizde bu defa şu soruluyordu:

 

-Kabinede de değişiklik olacak mı?

 

Kongre günü ilk sual, karşılığını aldı. 75 kişilik MKYK-Parti yönetiminin yüzde 39’u, 81 il başkanının dörtte üçü, 922 ilçe başkanının üçte ikisi değişti. Sn. Erdoğan, Hükûmet değişikliğini de her ân açıklayabilir…

 

Bütün bunlar kan tazelemeye dönük olarak yapılmaktadır. Başarmak için durgun değil, akarsu olmak gerekir. AK Parti adına sevindirici olması gereken gerçek şudur; değişikliklerden dolayı küskünler meydana gelmiyor. “Vefasızlığa uğradım” gibi bir serzeniş işitmedik. Herkes, yapılanın, bir nöbet değişimi olduğunun şuurunda. 11 milyon küsur üye sayısı, en ücra köşelere kadar yayılmış parti teşkilatı, çok sayıda belediye başkanı ve çok sayıda milletvekiline sahip bir partinin, çeyrek asır işbaşında olup da yer ve vazife değiştirmelerde birlik ve beraberliğini koruyup kopma, küsme yaşamaması başlı başına bir haslettir. Bu neticede Lider Hareketi gereceği birinci dereceden önem arz ediyor. Her AK Parti’li genel başkanına güvenmektedir…

 

Sn. Erdoğan’ın kongre konuşmasında öne çıkan sözleri, canlı yayınlarda dinlendiği gibi ana haber bültenleri ve gazetelerde de yer aldı. Onlardan en mühimlerini bir defa daha tekrar edeceğiz:

 

-Yenilenmiş, soluklanmış ve güç toplamış olarak “Bismillah” diyoruz.

 

-40 yıldır evlâtlarımızın kanı üzerinde yükselen terör duvarını yıkıp atacağız.

 

-Terör ortadan kalktıktan sonra demokrasiden kalkınmaya, kardeşlikten, bölge kalkınmasına kadar yeni bir dönemin kapıları açılacaktır. Türkiye, büyük bir dönüşümün ve heyecan verici bir ekonomik atılımın eşiğindedir. Bölgemizdeki gelişmeler, bu süreci kolaylaştıracak ve hızlandıracaktır.

 

Bu arada bu konuşmayla siyaset kelime dağarcığına bir yeni tarif de girdi:

 

-Kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapanmıştır!

 

Bu ihtar, Cumhurbaşkanı, Asya-Pasifik’te iş ziyaretinde ve partisi de bu kongre hazırlığındayken Türkiye ile uğraşmayı huy edinmiş emperyalist ülkelerin dergileriyle eş zamanlı olarak eski huyu depreşen TUSİAD içindi.

 

Keza terör unsurlarıyla örtülü ittifak yapan ve kongrede akçeli seçim oyunlarına giden muhalefet de tenkitten payını aldı…

 

AK Parti’nin 23 yıllık, Cumhur İttifakı’nın 9 yıllık muvaffakiyeti, aynı zamanda ana muhalefet partisi CHP’nin de başarısızlığının ifadesidir. Milletle, milletin değerleriyle uyuşan, mazisiyle yüzleşmiş, hatalarını kabul etmiş, dünya ile yarışan bir ana muhalefet olsaydı bir parti çeyrek asır iş başında kalamayabilirdi. Muhalefet, ana muhalefet iktidarla yarışamadı. Ortadaki mevcut manzaraysa gariptir. Bir tarafta mevcut genel başkanın delege satın alınarak seçtirildiği, önceki genel başkan dahil bir kısım partililer tarafından ifade edilmekte, diğer taraftan 3 yıl önceden CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını tespit etme gibi tebessüm uyandırıcı bir tez canlılık yaşanmaktadır.

 

AK Parti, Cumhur İttifakı, bugüne kadar Vatan, Mavi Vatan, Gök Vatan, gibi sahalarda İHA’dan, SİHA’dan, gemiden, terörle mücadeleye, sağlık, ulaşım, iletişimden, istihbarata, Gazze’ye desteğe, Suriye’yi kurtarmaya kadar hemen her sahada büyük işler yaptı. Şimdi sırada ilme, irfana, millî olmaya dönük, dün bugün yarın köprüsünü kurmuş mânevi kalkınmadadır. Ana Cadde İtikadını koruma, Türkçeyi, millî şahsiyetimizi kurtarmada, gençliği, aileyi muhafazada, adaleti yıldızlaştırmadadır. Sn. Cumhurbaşkanının yeniden “Bismillah” demesindeki sebep ve hedef, bunlar ve benzerleri olmalı. Arzulanan, kuruluştaki gâye ve dâvâ ruhuna dönüş hamlesi, mânânın maddeye galip gelmesidir. Yunus Emre Hazretleri 8 asır öteden bunu ünlemekte:

 

-Her gün yeni doğarız, bizden kim usanası?

 

Demek ki millet, verilen emeği görüyor, bu gördüğü hatırına bazı rahatsız olduklarına da sabrediyor. Zira bu toprakların insanı vefasız değildir, kadir-kıymet bilir. Ana muhalefetin problemi de burada yatmakta. Bir asırdır, millete onun yüksek değerlerine hürmet edeceğine milleti tek tipleştirmeye, ideolojik şekillenmeye tâbi tutmaya çalışmaktadır. Ne bunun sakatlığını görebildi ve ne de bu tutuculuktan vazgeçti.

 

Manzara ve hakikat bu olunca AK Parti-Cumhur İttifakı, sırat-ı müstakîm; doğru yol üzre inandığı gibi Türkiye Yüzyılı aşkıyla Kızılelma yürüyüşüne devam ederken, CHP kendi içinde kavga-dövüşe, bölünme ve yıpranmaya doymaz.

 

 

 

Rahim Er'in önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.