Yiğit, bin yaşar; fırsat bir düşer

A -
A +

Orgeneral Hilmi Özkök gibi siyasete mesafeli, ne dediğini bilen ve millî iradeye hürmetkâr bir askerin, Deniz Baykal gibi partisindeki şahinlere rağmen ılımlı, dengeli ve uzlaşmacı politika güden ve muhalefet partisi imajını adeta "arkadaş parti"ye dönüştüren bir siyasetçinin, sadık dost ve beyefendi insan numunesi başbakan Abdullah Gül'ün ve bütün bunların üstünde sandıktan çıkan yüzde 34 küsurluk milli irade desteğinin varlığı, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için büyük fırsattır... Hatta bunlara Anayasa Mahkemesi'nin sadece hukukçu olan temiz ismi Mustafa Bumin de eklenebilir. Muhakkak ki varlıkları fırsat telakki edilebilecek daha başka şahıs ve müesseselerin sayılması da mümkün. Mesela medya da şu gün için yüksek bir kredi açmış bulunuyor. Atalar demiş ki... Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer. Fırsat bin yıllık ömrü olanın bile karşısına bir kere çıkabilir. Bu sözü destekleyen bir başka kültürel miras şudur... Ân bu ân dem bu dem. Çünkü dün geçti, yarın meçhul, ân bu ân dem bu dem. Kastedilen fırsatçılık değil. Vaktin kıymetini bilmek. Recep Tayyip Erdoğan bu dilden haberdardır. Aksini düşünelim... Erdoğan, Refah Partisi il başkanıyken milletvekili olarak meclise girmiş olsaydı. Tıpkı Turgut Özal'ın MSP'den İzmir milletvekili seçilememesi gibi O da RP'den İstanbul temsilcisi olamadı. Daha yakın misal. Abdullah Gül, Fazilet Partisi'nde Necmettin Erbakan-Recai Kutan ikilisine karşı yaptığı genel başkanlık mücadelesini kazansaydı... Anayasa Mahkemesi, Fazilet Partisi'ni kapatmamış olsaydı Veya daha eskilere dönelim. Merhum babası, oğlu Tayyip'in büyük kulüplerden birinde top koşturmasına rıza gösterseydi. Evet bütün bunlar olsaydı veya olmasaydı... O, şimdi ya eski bir milletvekiliydi yahut Fazilet Partisi'ndeydi veya eski bir futbolcu yahut antrenördü. Dahası da var. Milletvekili seçilemeyince İstanbul büyükşehir belediye başkanı oldu. Eğer kendinden önce dev hizmetlere imza atmış bir belediye başkanı İstanbul'a hizmet verseydi o kadar sevilemezdi. Bütün bu akla gelebilen ve gelemeyen menfi-müsbet, maddî-mânevî unsurlar sebebiyle bin yılın başında gelen bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi şart üstü şart. Bu itibarla 1 aylık, 3 aylık, 6 aylık, 1 yıllık acil eylem planlarını aksatmadan ve sür'atle hayata geçirmeleri lazım. Bu plan aksarsa kırılma noktasına girerler. Dünyanın kaç türlü hali var. Bu rüzgâr böyle devam etmeyebilir. Bu destek ve bu bahar havası hep sürmeyebilir. Onun için asla hız kesilmemeli. Şimdilik gidişat iyi. Halk bayramdan önce bayram havası içinde. Eminiz ki yüzde 34 bugün 40'larda seyrediyor. Millet öz evlatları, kardeşleri meclise girmişcesine memnun. Eğer bu tevazu, tempo ve aşk terk edilmezse AK Parti'nin önümüzdeki 10 yıla damgasını vuracağına dair tahminler, müşterek kanaat halini alır. Onun için bu defa da farklı yasaklar devri başlamalı... Durmak yasak, yorulmak yasak, kavga yasak. AK Parti sadece yarınlara hizmet için koşmayacak, kayıp yılları da kazanma borcunda. Zengin bir Türkiye'de kavga olmaz. Yoksulluk dövüştürür, zenginlik seviştirir. Kalkınmış, ferd başına milli geliri dünyanın 8-10 ülkesi seviyesindeki bir memlekette kimse kimsenin kılık-kıyafetine dönüp bakmaz bile. Bu fırsat bin yılın olmasa bile 50 yılın fırsatıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.