Yönlendirmeli Oscar

Demek ki hak edilene değil; uygun görülene Oscar ödülü veriliyor. Oscar ve Nobel, batının iki önemli armağan unsuru. Nobel, bilim ve edebiyatta, Oscar da sanatta dökülen terleri takdir için takdim edilmekte. Bu takdirlerde tarafsız olunması gerekiyor. Peki öyle mi? Hayır öyle değil. Galiba Pakistanli fizik alimi Abdüsselam dışında kimse Nobel alamadı. Bunda Müslüman bilim ve fikir adamlarının ortaya Nobel alacak kıymette çalışmalar koyamamasının rolü olabilir. Fakat tek sebep bu mu? Gerçekten bir buçuk milyarlık bir kitlenin içinde o çapta hiçbir varlık gösterilemiyor mu? Oscar'ı alan Müslüman sanatçıysa bildiğimiz kadarıyla hiç mevcut değil. Resmettiğimiz tablo, İslam-Hıristiyan dünya ilişkilerinin sanat, edebiyat ve bilimle alakalı yansımaları. Bir de batının kendi gerçek üvey evlatları var. Dünya, onları en çarpıcı şekilde Amerika'da gördü. Amerikalı zenciler, çok yakın tarihlere kadar ikinci sınıf insan muamelesine maruzdu. Parlamenter, vali, vs. olamıyorlardı. Bunları bir tarafa bırakınız... Beyazlar, zencilerle aynı otobüse bile binmezlerdi. Zenci, sırf derisinin renginden dolayı aşağılanmaktaydı. İşte o zencilerin arasından çıkmış sinema oyuncularından üçüne geçen hafta Oscar ödülü verildi. Onlar, sinema tarihine geçmeye layık görüldüler. Görkemli törenlerde alkış tufanıyla karşılaştılar. Üstelik Yüzüklerin Efendisi favori gösterilirken. O noktada itirazımız var. Adı geçen sinema filmini estirilen müthiş reklam furyası yüzünden herkes kendini beğenmek mecburiyetinde hissetti. Kimse bir şey anlamıyordu. Ama kimse de bunu açıkça söyleyemiyordu. Seyri zor bir çalışmaydı. Fakat nasılsa hasılat rekorları kırdı. Ali filmi de öyle. O da sıkıcı, hedef kitlesinden habersiz bir film. Dememiz o ki evet bu filmler birçok dalda Oscarlık değildi ama üç Afrika asıllı Amerikalının böyle birden bire keşfedilmesi de tesadüf değil... Tesadüf olmayan ne? Siyaset. Ve rüşvet. Bu sinema olayına siyaset karışmış ve zenciye rüşvet verilmiştir. Veya diğer bir söyleyişle dün adam yerine konmayan, bugünse Oscarlarla taltif edilen ırk, elde ettiğini 11 Eylül'e borçludur. Acaba 11 Eylül hadisesi yaşanmasaydı aynı kimseler aynı filmden dolayı yine başarılı bulunacaklar mıydı? Hayır o zaman propagandanın gücüyle Yüzüklerin Efendisi bütün dallarda Oscar'ı silip süpürecekti. Oscar'ın ne kadar siyasi olduğu gayet net anlaşılmakta. Amerikan derin devleti belli ki Afrika asıllı Amerikalıları bir başka din veya kültüre kaptırmak istemiyor. Belli ki Amerika, bir koca kitlenin Müslüman olmasından kaygılanmakta.