Artırılmış gevşeklik ve yatay zekâ!

A -
A +

Bir arkadaş anlattı. İşten dönerken markete uğramış. Cep telefonunu çıkarıp eşinin gönderdiği alışveriş listesini açmış ve her şeyi almış.

 

Eve geldiğinde mutfakta poşetleri boşaltan eşi “Canım, niye iki tane peynir aldın?” diye seslenmiş.

 

Arkadaş mutfağa gidip bakmış. Gerçekten iki tane peynir duruyor tezgâhın üstünde. Sonra gidip telefondan listeye bakmış. Listenin baş ve son tarafında peynir yazıyormuş.

 

Yani eşi dalgınlıkla iki kere yazmış peyniri. Bizim arkadaş da düşünce mekanizmasını devre dışı bırakıp otomatik pilota bağladığı için, iki tane peynir almış.  Yani sadece komutla çalışan zihin, kodlama hatasını görememiş.

 

Netice? İster makine versin komutu ister insan, fark etmez. Komutla çalışan insanda düşünme yeteneği zayıflıyor. Teknoloji geliştikçe gevşeklik artıyor. Yapay zekâ teknolojileri son hız ilerlerken insan zekâsı yatay bir seyir izliyor.

 

Robotların dünyayı ele geçirme senaryolarını falan boş verin. Asıl tehlike budur bence. Bedenler zaten tembelleşmişti. Şimdi sıra düşünceyi tembelleştirmeye geldi.

 

Bunun pek farkında değiliz tabii. Çünkü son iki yıldır yapay zekâya şaşırmak ve hayran olmakla meşgulüz. Biz akıllı tahtayı akıllı zannederken meğer arka planda neler dönüyormuş. Olan bitene inanamıyoruz.

 

Peki şu anda yapay zekâ hayatımıza ne katıyor? Şunu söyleyebilirim: Ortalama bir insan olarak yapay zekâ beni tembelleştiriyor. Bu çok net.

 

Eskiden excel’i kurcalar formül öğrenirdim. Toplantı gündemi veya mail yazarken özenli davranırdım. Şimdi atıyorum ChatGPT’ye metinleri, o toparlıyor. Her türlü hesaplama işlemini benim için yapıyor. Doktora tezim için fikir veriyor, doktora gitmeden önce semptomlarımı inceleyip branş önerisinde bulunuyor.

 

Tüm bunlar benim hayatımı kolaylaştırıyor gibi gözükse de beynimin part-time mesaiye başladığını fark edebiliyorum. İzin günleri çoğalıyor, aklımın başına gelmesinde geç kalmalar artıyor. Elim işteyken gözümün oynaşta olma oranı da hızla yükseliyor.

 

Yani yapay zekâ teknolojileri ortalama insanı dibe çekerken, ortalama insan tipini üreten üst aklı geliştiriyor.

 

Bu arada henüz cicim aylarındayız. Uzmanlar yapay zekânın ortaokulda olduğunu söylüyor! Yani ortaokuldan mezun olacak, liseye gidecek, üniversite, yüksek lisans derken uçup gidecek. Bu arada teknoloji geliştikçe yapay zekâyı sadece kullananlarla geliştirenler arasındaki uçurum daha da derinleşecek.

 

Nazilerin üstün ırk fantezisini yaşatmaya devam edenler bunun farkında ama biz çok farkında değiliz maalesef.

 

 

İnsanlık öldü mü?

 

 

Bizi tam olarak neler bekliyor kestiremiyorum. Ama şundan eminim. Yapay zekâ dünya tarihine net bir çizik atacak. Çok kısa bir süre içinde makineler sanatta, edebiyatta, bilimde ortalama insanı yerin dibine gömecek.

 

Şu anda önemli olan pozisyon almak. Özellikle eğitimde paradigma değişiyor. Çok iyi fizik bilen, en zor matematik sorularını saniyeler içinde çözen öğretmenlere büyük ihtimalle ihtiyacımız kalmayacak. Yani alan bilgisi artık çok da bir anlam ifade etmeyecek.

 

Bütün dünya şu anda makinelerin yapabileceği değil yapamayacağı şeylere odaklanmış durumda. Yapabileceklerini kestirmek zor çünkü. Ama en azından neyi yapamayacağı konusunda hemfikiriz. Bir öğrencinin gözüne şefkatle bakamayacağından, bir çocuğa sarılamayacağından eminiz.

 

Yapay zekâ şiir yazabilir ama şair olamayacak. Yazdığı şiirler çok güzel olabilir ama yazanın bir hikâyesi olmadığı için etkisi olmayacak. Bundan da emin gibiyiz.

 

Kısaca öğretmenin, mühendisin, ressamın veya şairin gelecekte nasıl bir rol üstleneceğini makinenin yapamayacağı şeyler listesine göre şekillendiriyoruz.

 

Öyleyse elimizde ne kaldı? İnsanlığımız! Konu bu kadar basit.

 

İnsanlığımızı kaybettiğimiz gün makineler kazanacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Dede Korkut14 Kasım 2024 10:47

Sayın yazar, tebrik ediyorum. Kimsenin yazı konusu yapmadığı en büyük tehlikeyi gündeme taşıyarak insanların beynine dürtüyorsunuz. Vasat akıllar sürüleştirilme riski ile karşı karşıya maalesef...