­He­kim do­ğum­dan şüp­he­le­nin­ce!..

A -
A +

Hem­şi­re­ler do­ğum san­cı­la­rı baş­la­dı­ğı­nı ha­ber ver­di­ğin­de has­ta­nın ya­nı­na gel­dim. Genç bir an­ne ada­yıy­dı. San­cı­lar baş­la­mış­tı. Bel­li ki ilk ço­cu­ğuy­du. Gü­lüm­se­dim bir an­ne şef­ka­tiy­le... -Adın ne se­nin gü­ze­lim... -Se­ma­nur, de­di... Ar­dın­dan da bü­yük bir pot kır­mış gi­bi diş­le­ri­ni sık­ma­ya baş­la­dı. -Kork­mu­yor­sun de­ğil mi?... Az son­ra mi­ni min­na­cık bir kı­zın ola­cak... Genç an­ne ada­yı bon­cuk bon­cuk ter­li­yor­du. Diş­le­ri­ni sık­tı­ğı hal­de bir ke­re­cik ol­sun fer­yat et­mi­yor­du. -Hı hı, di­ye işa­ret et­ti. Ama hem de çok kor­ku­yor­du. Göz­le­ri­nin göz­le­ri­me odak­lan­dı­ğı­nı fark et­tim. Ba­kış­la­rın­da bir anor­mal­lik var­dı. Ta­mam, san­sı se­be­biy­le ter su için­de kal­mış­tı. Kıv­ra­nı­yor­du. Ama bir de yü­zün­de an­lam ve­re­me­di­ğim baş­ka bir kor­ku var­dı. Ben­den mi kor­ku­yor­du? Yok­sa bi­le­me­di­ği­miz bir kor­ku­su mu var­dı? Ama bun­ca yıl­lık tec­rü­bem­den iyi bi­li­yor­dum ki bu kor­ku do­ğum kor­ku­su de­ğil­di. Kal­dı ki ben hiç­bir has­ta­ma bir ke­re­cik ol­sun yü­züm asık yak­laş­ma­mı­şım­dır. Bel­ki ra­hat­lar dü­şün­ce­siy­le ba­şı­nı şef­kat­le ok­şa­dım. -Se­ma­nur ba­na söy­le­ye­me­di­ğin bir şey mi var kı­zım? Şid­det­le ba­şı­nı sa­ğa so­la sal­la­dı: -Ihı­ıh ıh... Yok bir şey... Ama be­den di­li öy­le söy­le­mi­yor­du. Bu kız be­be­ği ola­ca­ğı için se­vi­ne­ce­ği­ne ağ­lı­yor­du. Da­ha­sı, ben onun­la il­gi­len­dik­çe o da­ha çok sı­kıl­mış gi­biy­di... Ser­vis­te­ki di­ğer has­ta­ya gi­der­ken hem­şi­re­ye tem­bih et­tim: -Se­ma­nur'u yal­nız bı­rak­ma­yın. Her an do­ğum ger­çek­le­şe­bi­lir. Hem­şi­re yü­zü­me bak­tı: -Se­ma­nur mu, de­di? -Evet, az ön­ce­ki do­ğum bek­le­yen an­ne ada­yı. Hem­şi­re elin­de­ki dos­ya­ya bak­tı ve ka­yıt­ta­ki is­mi söy­le­di: -Dok­tor Ha­nım, Se­ma­nur adın­da bir has­ta­mız yok. O has­ta­nın is­mi Ay­şe. -Bi­le­mi­yo­rum, ba­na Se­ma­nur de­di de... Bel­ki iki isim­li­dir. Ney­se... Pek ka­fa­ma tak­ma­dım. İlk do­ğum­lar­da böy­le­si he­ye­can­la­ra alı­şık­tım. Ne­re­den bi­le­bi­lir­dim bu­nun bi­raz fark­lı he­ye­can ol­du­ğu­nu? Se­ma­nur'un ba­şı­na tek­rar gel­di­ğim­de genç kız­da­ki en­di­şe hiç azal­ma­mış­tı. Bu en­di­şe­nin do­ğum­la ala­ka­sı ol­ma­dı­ğı bel­liy­di. As­lın­da çok pro­fes­yo­nel­ler ha­riç suç­lu in­san, için­de­ki duy­gu­la­rı ger­çek­ten giz­le­ye­mi­yor­du. Se­ma­nur da giz­le­ye­me­miş­ti iş­te... On­da­ki bu do­ğum öte­si kor­ku ve pa­nik ha­li be­nim ken­di­si­ne odak­lan­ma­ma se­bep ol­muş­tu. De­dim ki: -Hay­di ken­di­ni ra­hat bı­rak... Bak do­ğum baş­la­dı... Ra­hat ol... Bak az son­ra ba­ba­sı da bu­ra­da olur... Ben böy­le söy­le­yin­ce göz­le­ri yu­va­sın­dan fır­la­ya­cak gi­bi ol­du. Oy­sa ben öy­le­si­ne söy­le­miş­tim. Eşin­den mo­ral des­te­ği ala­bi­lir di­ye dü­şün­müş­tüm. "Ta­mam" de­dim, "bu has­ta­da bir anor­mal­lik var." Do­ğum ta­mam­la­na­na ka­dar hiç­bir şey ko­nuş­ma­dım. Do­ğum son­ra­sı be­ni hay­li sı­kın­tı­lı bir sü­reç bek­li­yor­du. Bu içi­me doğ­muş­tu. Hem­şi­re ara­cı­lı­ğıy­la has­ta­nın ka­yıt­la­rı­nı in­ce­le­dim. Ka­yıt­ta hem­şi­re­nin de­di­ği gi­bi Ay­şe is­mi ya­zı­lıy­dı. Has­ta ya­kın­la­rıy­la gö­rüş­mek is­te­dim. İçe­ri­ye otuz-otuz beş yaş­la­rın­da bir ka­dın gir­di. Ama onun da ren­gi kül gi­biy­di. O da çok kor­ku ya­şı­yor­du. -Bu­yu­run dok­tor ha­nım. -Se­ma­nur'un eşi ne­re­de? -Yok.. Şey.. Bi- bil­mi­yo­rum... -Siz ne­si olu­yor­su­nuz? -Be ben ben tey­ze­si­yim... -Adı­nız ne si­zin? -Ay­şe... -Ay­şe mi? -Şey... Ya­ni... -Has­ta­nın siz­den baş­ka kim­se­si yok mu, ha­nı­me­fen­di. Bu genç an­ne­nin bir prob­le­mi var? -Yok dok­tor ha­nım... Gur­ba­nın olam. Yok... Do­ğum ol­duy­sa bi­zi ta­bur­cu edin gi­dek... İş­te bu te­laş, ben­de­ki şüp­he­le­ri iyi­den iyi­ye do­ru­ğa çı­kart­mış­tı. Bir he­kim ola­rak bi­zi de me­su­li­yet al­tı­na ala­bi­le­cek bir yan­lış­lı­ğın için­de ol­du­ğu­mu his­set­tim. De­dim ki tey­ze­si ol­du­ğu­nu söy­le­yen ba­ya­na: -Ba­kın, ön­ce­lik­le gö­zü­nüz ay­dın. Bir kı­zı­nız dün­ya­ya gel­di. Hiç se­vin­mi­yor­du. Ama ben de ar­tık se­vin­me­si­ni bek­le­mi­yor­dum. Çün­kü ar­tık içim­de bu ço­cu­ğun so­run­lu bir iliş­ki­den ola­bi­le­ce­ği şüp­he­si uyan­mış­tı. De­dim ki: Ben he­kim ola­rak bu­ra­ya ata­ca­ğım her im­za­dan so­rum­lu­yum. Do­la­yı­sıy­la be­ni kuş­ku­la­rım­dan arın­dır­maz­sa­nız si­zi ta­bur­cu ede­mem. (De­va­mı ya­rın) Ya­zış­ma ad­re­si: Tür­ki­ye Ga­ze­te­si İh­las Med­ya Pla­za 29 Ekim Cad­de­si, 34197 Ye­ni­bos­na/İs­tan­bul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.