"1 liraya reklam mı olur?"

A -
A +

Gel bakalım. Ne alıp ne satıyorsun" dedi. Aslında o çağırmasa da içeri girecektim ama çağırmasına memnun oldum. Bir ayakkabı mağazasıydı. İçeride kimse yoktu. Selam verip gösterilen kanepeye oturdum. Dedim ki: -Efendim biz, Türkiye Duvar Takviminin kartonuna reklâm vererek müşterilerinize yeni yıl için "duvar takvimi" hediye edebileceğinizi bilgi vermek için ziyaret ediyoruz. -Nasıl olacak bu iş, dedi? -Siz firmanızın ismini, resmini, logosunu her ne bilgi isterseniz onu bize veriyorsunuz. Biz o bilgileri duvar takviminin kapak kısmına bastırıyoruz. -Eee? -Tanesi 1 liradan olmak üzere iki yüz tane ve üzeri, ne kadar isterseniz o kadar takvim kapağı bastırıp duvar takvimleriyle birlikte size getiriyoruz. Bir sene boyunca müşterinizin duvarında sizin reklâmınız oluyor. Bir lira ile her bir kimsenin evinde iş yerinde bir sene boyunca firmanızın reklâmı oluyor. Şöyle eline aldı. Takvime baktı... Takvim kartonlarına baktı. -Sağ ol, dedi. Bu öyle bir "sağ ol" idi ki donup kaldım. Kendi çağırdığı halde verilen cevap enteresandı da ondan... Ne yaparsınız, boynumu büküp yerimden kalktım. O sıra içeri biri girdi. Dükkân sahibi de o gelince sevindi. Çünkü beni göndermeye bahane olmuştu. Beni içeride unutup "Ooo hoş geldin" diyerek arkadaşını karşıladı. Ama arkadaşı, o sırada takvim örneklerimi çantama koymakta ve toparlanmakta olan beni görünce mağaza sahibine seslendi: -Haydi sonunda sen de akıllanmışsın. Kaç tane sipariş verdin? Mağaza sahibi, "Nasıl?" dedi önce. Sonra konunun benimle ilgili olduğunu anladı. İlgisiz cevap verdi. -Yok ya, ilgilenmedim ben... Bunun üzerine dükkâna misafir gelen adam şaşkın kaldı birkaç saniye... Sonra arkadaşına döndü: - İşte sen busun!.. Bir de bana, bu iş yokluğunda bunca müşteriyi nereden buluyorsun, diyorsun. Ben iki sene önce bir tesadüf sonucu takvim dağıtmıştım böyle.. İnan en sağlıklı karşılığı bu duvar takvimi reklâmlarında buldum. Hem müşterime bir hizmet oldu. Hem sonra hiç ummadığın bir zamanda, ummadığım bir yerde karşına çıktığında insanın kendi reklamını görmesi hoş oluyor yani... Böyle derken, dükkanda sağına soluna bakındı. Beni çağıran ayakkabıcının kasaya yakın duvarına baktı. -İşte, dedi... Senin duvarındaki takvim... Bak, benim hediye ettiğim takvim. Baktım, bana "sağ ol" diyen esnafın duvarında, onun misafiri olan kimsenin duvar takvimi asılıydı... Reklam, enteresan bir şeydi... Farkı da, farkı görendeki farktı. M. K.-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.