12 Eylül zindanlarından...

A -
A +

Ben Eğitimci ve Yazar Aziz Gülmüş. Aslen Diyarbakırlıyım ve 12 Eylül zindanlarında 27 ay tutuklu kalmış ve en ağır işkencelerden geçmiş biriyim. Oyumun rengini söylememe gerek yok... Bana ve arkadaşlarıma yapılan işkencelerden oyumun rengi zaten anlaşılır. Ben yaklaşık 20 diziden oluşan ve yakında kitaplaşacak olan Diyarbakır Cezaevindeki işkenceleri trajikomik bir şekilde konu alan "Cehennem Kahkahaları" adında bir yazı dizisi başlattım. İşte onlardan bir tanesini Türkiye okurlarıyla paylaşıyorum: "İşkence yerinde bir telaş ve koşuşturmacanın olduğunu fark etmiştik. Ancak neler olup bittiğini bilmiyorduk. Gözler bağlı olduğundan sadece ya hissediyor, ya da konuşmalarından olup biteni anlamaya çalışıyorduk. İşkencecilerin kendi aralarındaki diyaloglarından eski CHP milletvekili rahmetli Hasan Değer'in de sorguya alındığını anlamamız uzun sürmemişti. Bir müddet sonra da yanımıza getirdiler. İşkencecilerin kendisi ile yakından ilgilendiğini duyuyorduk. Onu tanımayan bazıları arkadaşlarına diyordu ki: -Yeni getirdiğiniz bu adam kim? Başka biri: -Beş-altı dönem Diyarbakır'dan CHP Milletvekilliği yapmış Hasan Değer'dir. -Neden getirdiler? Ne suçu var? -Oğlum adam siyasetçi ya, ondan getirmişler. -Ohoo.. Her siyasetçiyi getirirsek burada yer kalmaz valla! -Daha iyi ya, en azından ileride milletvekili dövdüm ve bağırttım diyeceksin kötü mü? Gülüştüler. Bu sırada onların kendi aralarındaki konuşmalarını dinleyen Hasan Değer: -Ulan Tırrolar her gün kapımda geziyordunuz. Size az mı yemek ve sigara parası verdim! Ayrıca kafamı da ezseniz bağırmayacağım hiç sevinmeyin, dediğinde bizler gülmeye başlamıştık. İşkencecilerden biri: -Bak Hasan Dayı biraz sonra seni sorguya alacağız o zaman bağırıyor musun bağırmıyor musun göreceğiz. Burada ne babayiğitleri bağırttık. Hasan Değer: -Tırro-Fıssolar bağırır, ben bağırmam! Ben Zazayım! İşkenceciler gitmişti. Kısa bir süre sonra işkenceciler telaşla içeri girip: -Ya Hasan Dayı sen gözlerini neden açtın? Bak bir daha açarsan valla ellerini de bağlarız, ona göre! Hasan Değer: -Gözlerim bağlı olunca nefesim kesiliyor. İşkenceci: -Ya Allah aşkına sen gözlerinle mi nefes alıyorsun? -Sana ne? Belki ben gözlerimle nefes alıyorum sen ne karışıyorsun? Hasan Değer birkaç kez daha gözlerini açınca mecburen ifadesini alıp gözaltına götürmek üzere kısa bir süreliğine tekrar yanımıza getirdiler. Etrafı ile sohbeti de ihmal etmiyordu. Kendisi ile gözü kapalı bir şekilde konuşmaya başladım. Kendimi tanıttım. Babamla çok iyi iki dosttular. Beni tanımış ve sohbet etmeye başlamıştı. -Yeğenim merak etme ben buradan çıkınca seni kurtaracağım. Babanı kardeşim gibi severim. Hasan Amcanın bu iyi niyetli yaklaşımına karşılık hiçbir şey demedim. Çünkü hâlâ kendisini milletvekili sanıyordu açıkçası işin vahametini anlayamamıştı. Kendisine sadece: "Sağ ol Amca, yalnız ben burada biraz daha kalırım" dediğimde, bana: -Yok yok... Sen de benim gibi gözlerini ikide bir aç seni de fazla tutmazlar! Bunlar korkaktır ha! İşkenceciler gelip onu gözaltına götürmek üzere ayağa kaldırdılar. Tam gideceği sırada bana: -Yeğenim bir-iki gün içinde seni bıraktıracağım merak etme, dedi. Ardından işkencecilere dönüp: -Bak bu çocuk benim yeğenimdir. Onu dövmeyesiniz ha! Size emanet! Bu son sözleri üzerine herkes gülmüştü. Tabii ya "Kuzuyu kurda emanet etmişti" Hasan Amca hem de "emin ellere..." Aziz Gülmüş-Diyarbakır Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.