Komitacı iki kocaman elini Numan'ın gırtlağına kelepçeler... Numan bu... Kolay pabuç bırakır mı? Hemen o da komitacının gırtlağına yapışır. Kelepçe gibi bastırdıkça bastırır şah damarına... İki taraf da birbirinin gırtlağına var güçleri ile asılmışken çarşıda olayı duyan Müslümanlar olay yerine gelmeye başlar. Komitacı perişan durumdadır. Müslümanlardan birisi Numan'a seslenirler: "Allah için bırak!" Ne de olsa o topluluğun ileri gelenidir. Daha fazla rezil olmasın derler. Numan komitacının gırtlağını bırakır. Komitacı yerde, başı kesik tavuk gibi bir süre debelenir... Neden sonra güç bela nefes almayı başararak hayatta kalır. Bu arada zaptiyeler de olay mahalline gelirler. Numan'ı nezarete atarlar. O zamanlar, Müslüman veya Hristiyanlardan böylesi olaylara karışan fertler "Kûm" tâbir edilen bir usûl ile himaye edilir korunurmuş. Galiba, diğer insanların intikam duygusuyla hareket etmesinin önüne geçmek için bir tedbir... Numan'ın Kûm'u o kasabanın kaymakamı olur. Kaymakam nezarette Numan ile görüşür: -Ne kadar paran var pehlivan? -60 altınım var. Kaymakam der ki: -Şimdi ben Başşehre gideceğim. Tanıdığım iyi bir avukat var. Onu bu dava için buraya getireceğim. Kan bedeline hükmedilirse, ölenlerin ailelerine altınlarından verilir, bilesin. -60 altınım evde. Annemden alabilirsin. Gerçekten de kaymakam duruşma günü o avukatı salonda hazır eder. Hakim Numan'a söz hakkı verince Numan kendini savunur: -Hakim Bey, bir kedi yavrusu düşünün. Bir sürü köpek buna saldırmış. Söyler misiniz bu kedi ne yapar? Bunları tırmalamak istemez mi? Ben de öyle yaptım. Nefsimi savundum. -Bu nasıl savunma ki tavuk ölüsü gibi öldürmüşsün. -Hakim bey, yemin ederim ki bana saldıranlardan hiçbirine bir defadan fazla vurmadım. Sonuçta hakim tahrik unsurunu kayda geçirip şahitleri de dinleyerek Numan'ı salıverir. Lakin ölenlerin yakınlarına tazminat verilmesine karar verilir. Numan serbesttir ama o zaman güç şartlar altında biriktirdiği bu 60 altınından olur. Kaymakam der ki: -Numan, bunlar sana artık buralarda rahat vermez. Sen buraları terk et! Numan da çaresiz terk-i diyar eder. Uzun ve yorucu yolculuklardan sonra, Türkiye'nin Ege'sine gelip yerleşir. Burada çoluk çocuğa karışır. Mutlu ve huzurlu bir hayat sürer. Vefat ettiğinde 96 yaşındaydı... O yaşında bile, hâlâ o genç, dinç ve güçlü halini muhafaza eder gibiydi. Allah rahmet etsin, bizleri de şefaatine nail etsin. Amin. Hüseyin A. Şener-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00