Yavrumu zehirli ishal halinde hastanede bırakıp eve geldiğimde boş beşik karşımda duruyordu. Ne kadar gözyaşı döktüğümü bilmiyorum. O şehre uzak yeni evden, o kimsenin sokağa çıkamadığı günlerde, o kırkı yeni çıkmış hasta halimde toplu taşıma araçlarında iki günde bir ciğerparemi ziyarete gidiyordum. Yavrum zehirli ishal sebebiyle erimiş sanki yok olmuştu. Onu sadece uzun kara kirpiklerinden tanıyabiliyordum. Ziyaretine gittiğim bir gün yine hıçkırarak ağlıyordum. Sımsıcak sevgi dolu bir sese başımı çevirdim. Baktım ki nur yüzlü bir teyze... İçimi aydınlatan gülümsemesiyle bana seslendi: -Bebek için mi ağlıyorsun yavrum? Yoksa öleceğinden mi korkuyorsun? Şaşkınlıkla yüzüne bakıyordum. O ise, gönlüme hâlâ tesir eden davudi ses tonuyla konuşmasını sürdürüyordu: "Güzel kızım, çok gençsin, beni anlayabilir misin bilmiyorum. Ama dinle. Eğer evladının ömrü uzunsa ona hiç bir şey olmaz. Yok, eğer dünyaya karışmak nasip değilse senin gözyaşların buna çare olmaz. Kıymetli evladım... Neyin hayırlı olduğunu sen de bilemezsin ben de bilemem. Ama şu var ki, bu sabi (günahsız yavrucak) eğer vefat ederse bil ki dünyanın cefasını çekmekten kurtulmuş olacaktır. Yine bil ki sana ahirette şefaat edecektir. Bu kadar çok ağlama. Henüz çok gençsin. Yine çocukların olacak. Hem de hayırlarını göreceksin. E mi yavrum. Hadi güzel kızım, biraz kendine gel..." Nur yüzlü teyze hem sırtımı sıvazlıyor hem de gülümseyerek ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerime bakıyordu. Onun sözleri, yanan bağrıma su serpiyordu. Kendisine içimi çeke çeke teşekkür ettim. Yüreğim korku ve ümit arasında gidip geldi... Yavrum on beş gün hastanede yattı. Ama bu dünyada yiyecek ekmeği içecek suyu yokmuş. Kurtulamadı. Bu fani dünyayı tanımadan o zalim insanlardan kurtulup gitti. Biz birçok ıstırap daha yaşayacakmışız. Allahü teala sabretmeyi de nasip eyledi. Acizlikten kurtulmayı da nasip eyledi. Yeniden çocuklarım oldu. Onları kimseden yardım almadan, bütün olumsuzluklara adeta tek başıma göğüs gererek Rabbimin ihsanıyla, merhametiyle büyüttüm. O nur yüzlü teyzenin dediği gibi hepsi de çok şükür hayırlı evlat oldular. Aradan tam 33 yıl geçti. Ama inanın o yavrumun acısı hâlâ içimi yakar kavurur. Tek tesellim şu ki inşallah ahirette bizlere şefaat edenlerden olur. İşte o vakit esas hayırlı evlat o olur. Ya Rabbi... Acizlikten, zulme uğramaktan ve zalim olmaktan sana sığınırım. Bizi nefsimize ve zalimlere karşı güçlü eyle. Amin. Rumuz: "Boş Beşik"-Ankara > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00