"Onca iyilik ve Rabbe kulluğun mükâfatı olarak inşallah şehitlik mertebesiyle visale erdin..."
Haberini böyle mi alacak, sana böyle mi gelecektim? Seni son kez böyle mi kucaklayacaktım? Ve senden böyle mi ayrılacaktım? Ah sen bizi böyle mi bırakıp gidecektin? Bu fani dünyaya böyle mi veda edecektin?
Ah canım eniştem, çocukluğumdan beri ilmine irfanına, zevkine sanatına, tilavet-i Kur'anına, hayran olarak büyüdüm...
Seni çok sevdiğim gibi sen de beni çok sevdin. Kardeşlerim için de "Murat Dayımın emaneti" derdin. Senin o güzel kalbinde çiçek sevgisi insan sevgisine, çocuk sevgisi vatan sevgisine, akraba sevgisi dost sevgisine hercümerç idi... Hepsinden çok da yüce Allah'ı ve Resulünü severdin. O sebeple ki her işini Allaha havale eder "Allahu alem" derdin.
Ah benim canım eniştem, en yakından en uzağına, bütün akrabana kol kanat gerdin... Hem nüfuz hem mevki olarak hepimizden ilerdeydin. O vakur duruşuna rağmen tekebbür etmez her düğün her bayramda, her mevlit her kandilde uzakları arar, yakınları ziyarete giderdin.
Her gördüğün insana her vesile ile "ille de sıla-i rahim" derdin...
Sabahları namazdan sonra biraz Kur'an-ı kerim tilavet eder, abdestli olarak işine öyle giderdin... Söz verdiğini yerine getirir, yerine getiremediğin sözden hazer ederdin. Fakirleri mazlumları korurdun...
Konuştuğun ortamda herkesi kendine hayran ederdin.
Ah sen her şeyi ne çok bilendin... Güzel evlatlarını, mühendis, hâkim, öğretmen gibi en sevdikleri mesleklere sevk ederek murada erdin... Dünya tatlısı iki torununu sevme zevkine erecektin... Tam da böylesi bir dönemde "inna lillah ve inna ileyhi raciun" dedin...
Ah benim canım eniştem... Yoksa sen bize, ölürken bir keramet mi gösterdin? İki gün öncesinde, karın ağrısını böbrek ağrısı zannedecek kadar zahirde anatomiden; aslında insanlıktan bîhaber işçine, sadece böbreğin yerini değil, "mide burada, ciğer şurada, kalp burada" diye anlatarak sanki sevgi dolu yüreğini adres gösterdin?
Ah be güzel eniştem, o katilini sekiz yıl besleyecek kadar mı çoktu senin merhametin?
İlk senden duymuştum:
"Takdir tedbire galiptir" derdin. Ve sen onca iyiliğin ve Rabbe kulluğun mükâfatı olarak inşallah şehitlik mertebesiyle visale erdin...
Murad-ı Rabi Ulu Cami'nin musallasından bir cami dolusu cemaat ile Ulu Mezarlığa omuzlarda geldin. Biricik annen ile Murat Dayının yanına defnedildin...
Ah bu ayrılık yüreğimizi dağladı. Canım eniştem, ardından eşin ve çocukların değil tüm tanıyanlar ağladı... Bizim inancımızda "Mazlum olarak öldürülen şehit olur." Şehitler şefaat eder. Sen de bizlere şefaatçi olursun inşallah...