"Ah Mustafa Güntekin ustam"

A -
A +

Doktorlar ikinci bir ameliyat demişti. Hastaneye yattıktan sonra bir akşam "Usta bak geldim" dedim. Çok sevindi. Oğlu Halil'i eve gönderdi o akşam. Baş başa kaldık onunla. Bu gece yanında yatacağım deyince "Rahat edebilecek misin?" diye meraklandı. Oysa refakatçi için yatılacak yer vardı. Usta, güzel bir çay demledi eliyle ki tadı hâlâ damağımda... Ve gelsin en güzel sohbetler... Çapa'da karaciğer ameliyatı gerekliydi. Ameliyathaneye gönderdik. Bir süre sonra Usta'm iyileşti... Bir gün birlikte alışveriş için onun arabası ile çıktık. İyi araba kullanırdı ve trafik kurallarına riayet ederdi. Ama gelen geçen her araba onu sıkıştırdıkça ve o da öfkelendikçe: -Usta'm ne kadar haklı olursan ol, kızmana üzülüyorum, dedim. Bir şey demedi. Yine bir gün "Haydi, gel birlikte yemek yiyelim" dedi. Cömertlik onun başka bir güzel hasleti... Yanımızda komşumuz Necdet Bey de var... Dedi ki: "Necdetçiğim Fuat var ya, dün bana kızmamamı hatırlattı. Kendisine dua ettim." Bir süre sonra Mustafa Usta'm memleketi Nazilli'ye gitti. Bir müddet kaldıktan sonra döndü. Bir süre de evde istirahat etti. Rahatsızlığına üzülüyorduk ama takdir-i ilahi, kim ne diyebilir ki? Bir gün evdeyim. Telefonum çaldı. Baktım büyük oğlu Opr. Dr. Bilgehan... -Fuat Abi, babam sizi istiyor. -Neredesiniz? O ara telefonu Mustafa Ustam almıştı. Dedi ki: -Gece iyi değildim. Çocuklar da beni hastaneye getirdiler. Bilgehan da bana dedi ki: "Baba kimi istersen, senin yanına çağırayım." Ben de senin adını söyledim... Nasıl sevindim. "Hemen geliyorum" dedim. Atlayıp gittim. O gün de karşılıklı konuşuyoruz ama Mustafa Ağabey çok rahatsız. Hiç yemeyen Mustafa Ağabeyim severek biraz yemeğini yedi. Abdestini aldı. Çoraplarını zor giyecek diye elinden aldım ve giydirmeye kalktım. Göz göze geldik. Üzülüyor diye çabucak giydirdim, seve seve. Duygulandı ve dua etti. Namazını kıldı. Sonra oğluna "Akşam burada kalmayayım, evimize gidelim Bilgehan" dedi. Birlikte eve döndük. Yedi sene önce ben, bir beyin kanaması geçirmiştim. Evlatlarım beni hastaneye kaldırmışlardı. "Bir hafta ömrü var" denilen bendim. Evlatlarıma "Beni evime götürün" dedim. Ve benim evime iki ay yanıma gelenlerden biri de Mustafa Ağabey idi. Hiçbirimizin yarına çıkmaya garantisi yok. Allahu teâlâ ömür verdi ve iyileştim. Ancak... Amansız bu dertten vefat eden Mustafa Ağabeyime ve ustama da afiyet olsun Cennet nimetleri inşallah. Allah ondan ve sevdiklerinden razı olsun... M. Fuat Yüceer-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.