Ailemizin cuma geleneği...

A -
A +

Annemi anlatmaya bugün de devam ediyorum...

 

Bir grup kadın, kibar bir edayla bizi durdurdu. Anneme bu kıyafeti nereden aldığını sordular. Anlattı annem, hepsinin ağzı açık kaldı. Kendisini tebrik ettiler.

 

Koskoca İzmir Fuarı'nda zaman durmuş, medeniyet şehri Gördes’in bir sanatkârına, bir ustasına hayran hayran bakıyorlardı.

 

Yürek enginliğine sınır konulamazdı. Ağabeyleri, ablası ve onların çocuklarının da âdeta annesiydi. Torunlar oldu, torunların çocukları oldu, anneliğinden zerre miktar duygu eksilmedi.

 

Yazları tütün tarlasında olurduk. Tarla dönüşü aman demeden, dikiş makinesinin başına otururdu. Aynı çatı altında annesi, babası, üç çocuk gıkını çıkarmaz, mutluluğumuz için sabreder çalışırdı. Maddi olarak, aileyi geliştirecek katkıyı fedakârca yapardı.

 

Hüneri ve mahareti mahalleyi aşmıştı. Zaman hızla ilerleyip gitti. Annem, bu şehrin annesi hâline geldi. Dert dinler, problem çözer, yön verir, yol gösterirdi. Ölüm haberini alan binlerce kadın, yüreğinden bir parça kopmuş gibi ağladı.

 

Aile olarak çiftçilikle, ticaretle uğraştık hep yıllarca. Toprağımıza gelen işçilere yemeği o hazırlardı. En güzel yemekleri yapar, en gösterişli sofraları atardı. Çiftçiler, işçiler yıllarca onun sofrasında karın doyurdu hep...

 

Ailemizin cuma geleneği vardı. Her cuma namazdan sonra, bizim evde sofralar açardı. Akrabalar, eş ve dostlar, bu cuma sofralarında hazır olurdu. Eline kimsenin su dökemeyeceği bir yemek ustasıydı. Namazımızı kılar, onun sofrasına otururduk. Bazen iki, bazen üç sofra olurduk.

 

Tam 40 yıl, bu sofraların mihmandarlığını yaptı. O sofralara dualarla oturduk, dualarla kalktık.

 

Babam hastalandı. 11 yıl gıkını çıkarmadan başında oldu. Aynı çatı altında, bir hayat yaşadık onunla.

 

Gün geldi, yatağa mahkûm oldu. Bir sanatkâr, bir büyük usta, bir devlet reisi “buraya kadar” deyiverdi. Üç kardeş, al bebek, gül bebek misali üç yıl boyunca emrinde olduk.

 

Vakit geldi, göçtü bu dünyadan. Dev bir çınarın çöküşü gibi.

 

Annem heybesini öylesine doldurup gitti ki bu dünyadan, gıpta etmemek elde değil.

 

Annem! Ayrılığına dayanmak elbette çok zor. Ama bil ki ustalığını, sanatkârlığını, fedakârlığını, değerlerini yaşatacak üç evlat ve torunlar bıraktığını unutma…

 

Canım annem, “Dualarım seninle, Fatihalarım seninle…”

 

     Ahmet İnce-Gördes

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.