Al mührü, bas fotoğrafın üstüne!

A -
A +

Şöyle sağıma soluma baktım. Koridorda kimse gözükmüyordu. Göz ucuyla odada bekleyen vatandaşa baktım. Biraz içi geçmiş vaziyette oturmaktaydı. Misafir sandalyesine oturdum. Hem memuru bekliyormuş hem de memur gelene kadar oyalanıyormuş gibi yapmaya başladım. Aslında oyalanmıyor, aklımdan geçen cinliği yapıyordum. Elime yedek fotoğrafımı aldım. Masadan da makası... Resmi muhtardan aldığım ikametgahtaki resme göre güzelce kırptım. Alt kısmına yapıştırıcıyı sürdüm. Gözüm de koridorda. Eğer biri gelirse geri yaslanacağım. Ne gelen var ne giden... İkametgahtaki resmi kaldırıp yerine yapıştırıcı sürdüğüm resmi yapıştırdım. Sıra geldi mühür basmaya... Bu kez elim titredi. Acaba memuru mu beklesem? İşte ortam müsait. Al mührü, bas fotoğrafın üzerine... Tam elimi mühre atıyordum ki uzaktan bir ayak sesi geldi. Hemen elimi çekip, yerime oturdum. Baktım görevli lavabodan çıkmış geliyor. Renk vermemem lazımdı. İçeri girdi. Ayağa kalktım. Yerine geçerken sordu: -Buyurun. Durumu bir de ona özetlemek gereği duydum. -Beyefendi, iki gündür adrese dayalı nüfus kayıt işlemi için nüfus müdürlüğündeyim. İki resmim birbirinin aynısı değil diye beni tekrar muhtarlığa göndermek istediler. Gidersem... Lafı ağzımdan aldı adam: -Bugün de geçecek. Yarın sıra gelecek mi belli değil... -Hay ağzına sağlık. Aynen öyle. -Ne istiyorsun sana bir muhtarlık yapmamı mı? -Muhtarlık olmasa da bir mühür yardımı... Zaten yanımda aynı resimden vardı. Bu adam da anasının gözüydü. Her şeyi anlamıştı: -Zaten o resmi de şimdi burada yapıştırdın değil mi? -Şey evet... -Biraz daha geç kalsam, belki mührü de vuracaktın... -Doğrusu vurmak da geçti aklımdan. Ama cesaret edemedim. Ne olur ne olmaz, diye sizi bekledim. Adam "Ben insan sarrafıyım" der gibi yüzüme baktı. "Siz de devlet memurusunuz galiba?" dedi. Sonra nüfus kağıdımı istedi. Kimlik bilgilerimi aldı. Bir kağıt kalem çıkardı. Yaz dedi: -Neyi yazacağım? -Benden ne istediğini yazılı olarak buraya yazacaksın. İstediğimi kağıda, dilekçe gibi yazdım. İmzalayıp verdim. "Samimiymişsin" dedi. Bunun bir inisiyatif kullanma olduğunu kabul ederek fotoğrafın üzerine mührü vurdu. Hah şöyle... Aldım müftülük mühürlü evrakı, muhtarlık mühürlü gibi gittim tekrar bankoya... Zaten hanım ve kızım bekliyordu orada. Nüfustaki o görevli memurun, evraktaki bu müftü mührünü ruhu bile duymadı. Keyfi inadın anlamsızlığı da böylece ispatlanmıştı. Rumuz: "Kimliksiz"-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.