"İçeri gidim... Alışveriş yapanlar var. İçerisi kalabalık... Nurettin beni görünce şöyle bir toparlandı..."
O yıllarda cep telefonu ne gezer, ev telefonları bile yoktu... Dış kapının gıcırtısıyla dikkat kesildim. Bir gelen vardı. Şöyle ayağa kalktım. "Misafiri karşılayayım" dedim.
"Süleymaaan, evde misin? Süleymaaan!"
Rahmetli ablamın sesiydi... Belli ki bir sıkıntısı vardı. Yüz yüze geldiğinde hemen fark ettim, morali oldukça bozuktu.
-Abla hayırdır, bu vakitte ne bu hal?
Beni görünce dayanamadı boynuma dolandı ağlamaya başladı:
-Süleyman ben mahvoldum...
-Abla hayırdır?
-Adam bize tapuyu vermiyor...
-Ne tapusu ya? Kim vermiyor? Ne oldu anlat bir...
Zavallı ablam anlattı. Başında koca var ama kendinden habersiz. Çocuklar ufak... Bir başına hayatı tırmalıyor kadıncağız. Karşı tarafta da adam bunun bu gariban halini fark etmiş. Dişinden tırnağından artırdığı, kocasının at arabacılığı yaparak biriktirdiği para karşılığında "sattım" dediği iki göz evin parasını almış. Ama tapu konusunda işi yokuşa sürüyor.
Sahipsiz bulmuş ablamı, "ha bugün ha yarın" diyerek oyalıyor.
Elde belge var mı yok? Parayı aldığını onlardan başka bilen var mı? Yok... Dolayısıyla tapunun üzerine yatmış... Evin tapusunu vermiyor.
-Kim bu tapuyu vermeyen adam abla?
-Nurettin?
-Nereli?
Köyünü de söyledi... Adresini de söyledi... Bir mağazası var.
Tamam abla dedim. O zaman gencim, serde delikanlılık var. Az buçuk da namım bilinirdi...
Vardım gittim mağazaya. İçeri gidim... Alışveriş yapanlar var. İçerisi kalabalık... Nurettin beni görünce şöyle bir toparlandı... Ayağa kalktı...
Lafı hiç ikilemedim. Dedim ki:
-Nurettin?
-Ne var?
-Bugün evin tapusunu verdin verdin, vermedin kendini yok bil.
Öyle deyince Nurettin şöyle bir yutkundu. Rahmetlik ablam da geldi arkamda pusmuş bekliyor.
Nurettin, bir sağa bir sola döndü. Yutkundu... Boyun büküp ablama dedi ki:
"Haydi gidelim bacım, tapuyu üstüne yaptırayım."
İşi bıraktı ve ablamla birlikte gittiler. Tapuyu aynı gün devretmiş üstüne...
Ertesi gün geldi ablam. Bana bir dua ediyor, bir dua ediyor. Derdi ki rahmetli:
"Kardeşim, sen olduğun müddetçe bana yokluk yok!.."
Allah kimseyi sahipsiz bırakmasın.
Süleyman Tiryaki-Çorum