"Allahım sen sayılarını artır!"

A -
A +
"Sıcacık pideleri alıp otobüs durağına tuhaf bir mutluluk içinde geri dönerken bir tatlıcının önünde mini bir alışverişe şahit oldum"

Siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz?.. Ne zaman televizyonda haber izleseniz kan gözyaşı, şiddet, vahşet fışkırmıyor mu ekranlar? Nerede hangi cani karısını nasıl katletti, hangi insafsız nasıl kapkaç yaptı, hangi merhametsiz kimi nasıl dolandırdı?.. Bu haberleri izledikçe sizin de insanlara karşı içinizdeki güven duygusu yay gibi gerilmiyor muydu? İnsanların insanlığından şüphe eder hale gelmediniz mi?.. Sahi bu toplum mu bozuldu? Sahi iyiler iyi atlara binip de gittiler mi?.. Öyleyse camiler niçin dolup taşıyordu? Cuma günlerinde, Kandil akşamlarında akın akın kimler dolduruyordu selatin camilerin avlularını?
Merak ettiğim ama cevabını bir türlü bulamadığım soruların cevabını geçen akşam buldum. İstanbul Şirinevler'de... Vakit akşama yaklaşmış...  İkindi namazını eda etmek için camiye uğradım. Son cemaat yeri, sanki öğle namazı sonrası son sünnet kılan insanlarla dolmuş gibi kalabalık. İkindiyi eda ettikten sonra Şirinevler meydanında içeriye doğru yürüdüm. Az ileride bir ekmek fırını vardı. Gidip taze pide varsa alayım dedim... İçeri girip tezgâhtara "iki pide alacaktım" diyerek paramı uzatırken rafta duran pidelere rağmen tezgâhtarın cevabı şu oldu:
-Abicim vaktin varsa iki dakika bekler misin?
-Hayırdır?
-Şimdi fırından taptaze çıkacak...
Şaşırdım kaldım. Tezgâhta öğleyin çıkan pideyi verip elinden çıkartacağına bana kendine verir gibi buharı üzerinde sımsıcak pideyi vermeyi tercih eden merhametli fırıncının o hareketi mest etti beni.
Sıcacık pideleri alıp otobüs durağına tuhaf bir mutluluk içinde geri dönerken bir tatlıcının önünde mini bir alışverişe şahit oldum... Ortaokul talebesi bir öğrenci, tam öğrenci ruhuyla cebinden çıkardığı harçlığını tatlıcı tezgâhtar gence uzatarak seslendi:
-Amca bir dilim kadayıf versene...
O delikanlı tezgâhtar hiçbir şey demeden bir dilim kadayıfı kesip minik ambalajında verirken çocuğa seslendi:
-Para istemez. Koy onu cebine...
Allahım rüya mı görüyordum? Tamam işte bizim insanımız buydu. Ekranlar bu topluma, bu toplumu yansıtmıyordu... Yıllar yılı her türlü kepazeliği bize haber diye sundular ama çok şükür içimizdeki iyilik duygusunu öldüremediler... Allahım sana şükürler olsun. Allahım sayılarını artırsın.
            Semih Aytepe-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.