Alucra tütüyor burnumda…

A -
A +

Alucra’dan başlayıp Amerika’ya uzanan hatıramı özetlemeye bugün de devam ediyorum…

 

Ben Frank’a çırak oldum, boş duramıyor temizlik yapıyor, arabaları yıkıyorum, etrafı ekiyor biçiyorum. Beni İngilizce okuluna da yazdırdılar, Frank öğlenleri ekmek arası tavuk, balık getiriyor. Benim beş vakit namaz kılmama hayret ediyorlar, hatta bir gün Frank geldi, secdeye kapandı yanımda. Dedim “bir de kelime-i şehadet söyle de tam olsun bari”

 

-Manası ne?

 

Anlattım. Tamam, söylerim dedi. Ki şahidim Müslümanlığına. Rana desen ona keza.

 

Dile kolay bana yıllarca baktılar, sonra benzincide işe koydular. Günde 17 saat çalışıyorum, sabah altıdan gece 11’e kadar.

 

İstasyonunun yanında bir lokanta vardı, patronu Irwin adlı bir Yahudi. İspanyollar çalışırdı yanında. O gün boykot etmiş adamı bırakmışlar ortada. Tam da Anneler Günü, nasıl müşteri? Geldi: “Âdem zorda kaldım, yardım edebilir misin bana?”

 

“Komilik benim işim” dedim, serde kahvecilik var. O zor günü atlattık. Tuttu bin dolar verdi.

 

Baktım Amerikalılar dışarıda yemekten hoşlanıyor ve iyi harcıyor. Dedim bu iş para kazandırabilir. Benzinciyi bırakıp lokantaya geçtim, her işi yaptım. Baktılar elim yatkın beni mutfağa aldılar. Çabuk ilerledim, kendimi aştım. Yaptığım yemekler çok beğenildi aldı yürüdü lokanta. O kadar kıdemli varken beni müdür yaptı.

 

Yıllarca çalıştım, çok para kazandım.

 

Alucra nasıl tütüyor burnumda. Belediye Çeşmesine gidiyorum rüyalarımda. Aradan geçmiş 27 yıl, ani bir kararla yola çıktım, Almanya’dan son model bir Mercedes cip aldım. Bir cuma geldim İstanbul’a. Ertesi gün sabah namazını Eyüp Sultan’da kıldım. Gebze’de Habib Amca’nın lokantasına uğradım. Beni tanımadı. Mini bir espriyle kendimi hatırlattım. Ellerinden öptüm sarıldık kucaklaştık. Öğrendim ki annem babam köyde imiş o sıra. Bastım Alucra’ya. Cumartesi bizim pazar olur, köylüler üşüşür çarşıya. Öğleden sonra 3-3,5 gibi indim kasabaya. Arabayı belediye çeşmesinin önüne park ettim. Milletin gözü kaldı âdeta. Gelip gelip bakıyorlar içine dışına. Günün konusu olduk kasabada.

 

Bir ay kadar memlekette kaldım dostlarla buluştum, çok iyi geldi bana. Sonra tekrar Amerika, aynı Kunta Kinte gibi çalışıyorum. Başladım mı uyku durak yok, istirahat gelmiyor bile aklıma. Patron Irwin bir gün para uzattı: “Al şunu git bi tatil yap, insan dinlenir biraz.”

 

Maryland taraflarına uzandım. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sny 30 Aralık 2022 08:19

Rabb'im hayırlı kazançlar versin