Anladım ki yalnız değiliz!

A -
A +

Kır saçlı uzun boylu 50 yaşlarında güzel yüzlü biri yaklaştı: -Hayırdır? Niçin burada oturuyorsunuz? Bakın rüzgâr sert esiyor! -Şey, temiz havaya iyi gelir diye. Yoksa yasak bölge mi? -Değil de... Ben üşütmeyesiniz diye söylüyorum. -İyim sağ olun. -Belli ki sizin bir derdiniz var? -Bir derdim yok da sadece otobüsüm önde giden feribotta. -Nasıl yani? Sizin ne işiniz var burada? Baktım meraklı soruların arkası kesilmeyecek, özetledim. Adam, fırtınada gemisi alabora olacak bir kaptan edasıyla kalkıp seyir odasına daldı. İkinci kaptan olduğunu sandığım kişiye seslendi: "Tam yol ileri!" Meğer bu, geminin kaptanıymış... Telsizi açtı. Diğer feribota da anons geçiyordu. Duyuyordum: "Hızınızı ekstra artırmayın. Biz hız artırıyoruz! Aydın istikametine giden ..... firmasının şoförüne de ricada bulunun. Varış yerinde bizi beklesin. Biz o zamana kadar yetişiriz..." Yanıma geldi. "Ama niçin böyle yaptınız?" der gibi baktım yüzüne. Kaptan, samimiyetle döktü içini. Enteresandı: "Ben daha düne kadar, neredeyse ayık gezmeyen biriydim. Tövbe ettim. Şimdi beş vakit namaza başladım elhamdülillah. Allah daim etsin... Senin anlattıklarını duyunca da bir insana yardım etmenin önemini düşündüm. Sen de bu garibi garipseme!.." Fesübhanallah! Ne diyeceğimi bilememiştim. Ama içimden alnı açık, bu kır saçlı ağabeye sarılmak istemiştim. Gözlerim buğulanmıştı. Ağlamamak için kendimiz zor tutuyordum. Ve artık çok daha iyi anlamıştım ki yalnız değildim... Biz epey öyle gittik ama motor hararet yapınca hız kesmek zorunda kalındı. Hatta anormal hız sebebiyle yolculardan telaşlananlar bile olmuştu. Hızımız tekrar kesildi. Yalova rıhtımına vardık ama Aydın sefer sayılı otobüs de fazla bekleyememiş olacak ki yoluna devam etmişti... Ama içimde hâlâ yetişme ümidi vardı. Çünkü en azından mesafeyi kısaltmıştık. Ve verilecek molada geçecek olan süreyle birlikte biletli yolcusu olduğum otobüsü yakalama şansım vardı. Otobüs, Susurluk Dinlenme Tesisleri'ne girer girmez gözlerim, öndeki otobüsü aradı. Aynen şöyle olmuştu: Bizim otobüs tam tesisten içeri girip şoför kontak kapatmış, diğer otobüs kontak açmıştı. Koşa bağıra, el kol hareketleriyle âdeta uçarak biletli otobüsümü yakaladım. Soluk soluğa bindim. Çantam bile aynı yerindeydi. Cüzdan da içinde. Fakat muavinin beni görür görmez gözleri yerinden fırlamış, "Abi sen nereden çıktın" diyerek korku ve hayretle bana bakıyordu. Koltuğa yaslandım. Güzel bir uykuyla memleketim Aydın'a vardım... Rumuz: "Kahve tadı"-Aydın > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.