Çocuk kalbi der geçeriz... Öyle anlar olur ki aradan elli sene geçse hafızanızda taptaze durur... Yıllar öncesinde bir cuma günü idi. Giyinip ofisime gitmek üzere yola çıkmıştım. Bizim sokağı geçtim, istikametim üzere olan yokuş aşağı yürümeye başladım. O sırada orta yaşlı bir kadının 12-13 yaşlarında saçları örmeli bir kız çocuğuna sesinin çıktığı kadar bağırdığını gördüm:
"Beş lira bizim iki günlük ekmek paramız. Niçin elini sıkı tutmadın! Ya da cebine koymadın? Çabuk ara bul o parayı! Bulmazsan eşek sudan gelinceye kadar döveceğim seni!"
Zavallı çocuk korkudan titreyen ağlamaklı bir sesle annesini inandırmaya çalışıyordu:
"Vallahi anne elimde sımsıkı tutuyordum, nasıl düştü bilemiyorum..."
Annesi onun mazeretine aldırış etmiyordu. Derdi bir an önce o paranın bulunmasıydı.
“Çabuk ara, bul o parayı!" diye bağırmayı sürdürüyordu. Bir taraftan da kendisi de sağa sola bakınıyordu.
Anne ile kızı ikisi birlikte parayı, düşürdükleri yerde arıyorlardı. Çocuk ise bir taraftan da annesini kendisine inandırmak için durup durup aynı şeyi söylüyordu:
"Anne vallahi sımsıkı tuttum nasıl düştü bilemedim."
Öfkeli kadın belki sinirinden belki çaresizliğinden belki kendini kontrol edemediğinden kızına yaklaşıp yüzüne acımasızca bir tokat attı. İçim parçalandı birden... Çocuk zaten korkuyordu. Şimdi bir de ağlamaya başladı. Ah yavrucuğum bir de burnundan kan gelmeye başlamıştı.
Ama o hâlde bile çocuk para aramasını sürdürüyordu. Her ikisi de çevreyi didik didik aramaya devam ediyorlardı...
Birden aklıma geldi. Allah’tan cüzdanımda bozuk beş liralık varmış. Onlara göstermeden beş lirayı çıkarıp yere attım. Ardından seslendim:
"Hanım hanım, üzülme! Bak ben çocuğun düşürdüğü parayı buldum."
Çocuk da annesi de derin bir nefes aldı. Çocuk koşarak elimdeki beş lirayı aldı. Binayı dönüp ilerlerken kız çocuğunun “anne!” diye bağırdığını duydum:
"Bak bir beş lira da ben buldum."
Artık onları görmüyordum. Kadın:
"Bak şu Allah'ın işine, biz birine üzülürken nasibimiz açıldı" diye konuşuyordu.
Akşamüzeri aynı yoldan dönerken parkeler üzerindeki o çocuğun burnundan damlayan kan izlerinin hâlen olduğu gibi durduğunu görünce içimden bir şey koptu. O şeyi anlatabilmem için kelimeler kifayetsiz kalır.
Ali Rıza Cemeroğlu-Işığa Doğru
TAKDİİİR!