Annemin sadece bir gözü vardı. Öteki gözü çukurdu, yani yeri boştu. O sebeple annemle yan yana bulunmaktan nefret ediyordum. Çünkü arkadaşlarımın arasında utanıyordum.
Annemle bir arada yaşamak bile istemiyordum ama ev onun üzerineydi... Ve şimdilik gidecek yerim yoktu...
Bu hırsla çok çalıştım. Sınıfın ve okulun başarılısı oldum. Burslu olarak bir uluslararası firmanın kadrosunda Singapur'a okumaya gittim. Okulumu bitirdikten sonra işim hazırdı... Evlendim ve kendime göre yeni bir hayat kurdum...
Artık eşimle çocuklarımla mutlu bir hayatım vardı. Artık amacıma ulaşmış sayılırdım... Ne annem beni görüyordu ne ben annemi...
Nice yıllar sonraydı... Bir gün annem Singapur'a bizi ziyarete gelmişti. Kaç yıldır beni görmemiş, özlemişti... Kapıya gelince çocuklarım onu tanımadıkları gibi tek gözlü biri diye önce korkup içeri kaçtılar... Sonra da gülüştüler...
Onlara "Babaanneniz" diyemedim.
Aksine annemi bir kenara çekip tembih ettim:
-Sakın kendini tanıtmaya kalkma. Ve buradan hemen git. Çocuklarımın seni görüp hayal kırıklığı yaşamasını istemiyorum.
Annem kısık bir sesle:
-Kusura bakmayın, yanlış adrese geldim galiba, dedi ve çıkıp gitti...
Aradan yine uzun bir zaman geçmişti. Bir gün "mezunlar toplantısı" için okulumdan bir mektup aldım.
Eşime durumu haber vermemek için "bir iş toplantısı" diyerek yalnız gittim... Ama annemi okulda göremedim...
Epeydir gelmiyor, dediler... Birden aklıma düştü. Eski eve bir uğramak geçti içimden... Eski evimiz de kapalıydı... Komşular beni görünce hayal meyal hatırladılar.
"Oğlu musun?" dediler. Boynumu büktüm... "Hayır " diyemezdim ya... Bunun üzerine bir teyze yanıma yaklaştı ve dedi ki:
-Annen sizlere ömür... "Bir gün oğlum gelirse verirsiniz" diye de sana şu mektubu bıraktı...
Mektubu alırken içimde bir burukluk ve sızı hissettim. Mektubu alıp bir kenara çekilerek okumaya başladım:
"Ey sevgili oğlum... Ben her zaman seni düşündüm. Singapur'a gelip çocuklarını korkuttuğum için üzüldüm... Bir gün merak eder de gelirsen diye sana bu mektubu yazıyorum... Seni büyütürken, 'tek gözümle' sürekli bir utanç kaynağın olduğum için çok üzgünüm...
Biliyor musun biricik oğlum? Sen küçücükken, babanla birlikte bir kaza geçirmiştin. Baban öldü. Sen de kazada bir gözünü kaybetmiştin. Bir anne olarak, senin tek gözle büyümene ve arkadaşların arasında üzülmene dayanamazdım... Bu yüzden, babandan kalan tarlayı satarak, ameliyat masraflarına yatırdım. İşte, şimdi o yeri boş olan gözüm var ya, onu sana vermiştim..." Bütün sevgilerimle... Annen."
Kardelen Gönül-Manisa
Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00