“Tamam da bayan, bu arkadaş rahatsız olmadı ki siz neden rahatsız oluyorsunuz?..”
Helal olsun kasiyer kıza...
-Beyler bir dakika bakar mısınız?
Beni tepeler gibi bankoya uzanıp kasiyer genç kıza birbirinden önce kredi kartı uzatmaya çalışan iki nobran müşteri de durdu. Onlardan önce kasaya yaklaştığım hâlde kenarda kalakalan ben de durdum...
Hani çok rastlarız, ikisi birbirine ödetmemeye çalışan iki tip... “Asla olmaz!” “Sen dur ben ödeyeceğim! Şuradan al kardeşim” alışkanlıkları...
“Yok ya, buradan alsın!”
“Hayır hayır hayır... Ben varken senin kart burada geçmez!”
Kasiyer kız, kendinden emin ve tok bir sesle cevap verdi ikisine birden:
“Sizin bu davranışınız bir nezaket ise aynı nezaketi herkese göstermenizi öneririm!..”
“Ne yaptık ki biz?” der gibi birbirine, sonra göz ucuyla bana ve tekrar cevap arayan gözlerle kasiyere baktılar. Kasiyer:
-Sizden önce bankoya yaklaşmış olan bu müşterimizi beklemeniz gerekirdi.
-Ya tamam, o ödesin önce. Çok da sorun değil yani...
Kasiyer öyle rastgele bir hatırlatma yapmıyordu anlaşılan:
“Bir konu daha var... Müşteri olarak öndeki müşteriye bu kadar yakın durmamalı. Lütfen bir adım geride bekleyerek müşteriyi rahat bırakır mısınız?
Bu söze ciddi şekilde bozulan iki kişiden birisi hiç beklenmedik bu ikazı hazmedememiş olacak ki, yorum getirmek istedi:
-Tamam da bayan, bu arkadaş rahatsız olmadı ki siz neden rahatsız oluyorsunuz. Biz de biliyoruz, bir bayan olsa ona öncelik vermeyi...
Kasiyer kız cevap makinesi gibiydi. Küt küt cevap veriyordu, diklenmeden dik durur tarzda:
-Beyefendi mahrem alan diye bir kavram var biliyorsunuz...
-Mahrem alan mı? O da ne ya?
Mahrem alan insanların yarım metreye kadar olan alanını kapsar. Bu mesafeye ancak sadece kendi mahremi olanlar yaklaşabilir. Mahremi olmayanların bir başkasına bu mesafeden daha fazla yaklaşmaması gerekir. Bu bir asgari iletişim kuralıdır.
Dikkat ettim... İkisi birden benimle kendi aralarındaki mesafeyi ölçtüler gözleriyle ve inanır mısınız ikisi de birer adım geri çekildi. Beden diliyle “buyurun” der gibi yaptılar.
“Teşekkür ederim” diyerek tekrar bankoya yöneldim ve hesabı ödedim. Ardımdan “şimdi size yardımcı olayım” diyen nezaket ve bir o kadar da otoriter kasiyere minnet duygularıyla oradan ayrıldım. Arkadaşım kafe dışında bekliyordu... Şimdi sıra bendeydi... Ben de ona soracaktım: “Sen mahrem alan nedir bilir misin?”
Oğuzhan Saylur-İstanbul
Herşeyin başı edep, edebi eksik olan kişide diğer erdemler aranmaz. Şehirde olmaması gereken bu "yontulmamış odun kütükleri"ni geldikleri memleketlerine gerisin geri göndermek lazım. Gitsinler, adam olup öyle gelsinler. Yerine göre öküz dahi laftan anlar yerini bilir, bunlar bilmez maalesef.