Asılmaktan kurtulmuştum!..

A -
A +
"Öğretmenimin ağzından 'asacağım' kelimesini duyduğumda çocuk yüreğim ağzıma geldi!.."

İlkokul birinci sınıfa gidiyordum. İkinci döneme yeni başlamıştık. Herkesin öğretmeni aynıydı. Ama bizim öğretmenimiz sürekli değişiyordu. Sene başından beri bu üçüncü öğretmenimizdi. Bunun sebebini kendim de öğretmen olduktan sonra anladım.
Halk tabiriyle torpilini bulan öğretmen kasabadan gidiyordu. O zamanlar şimdiki gibi otomasyon sistemi nerde?
Yeni gelen öğretmenimiz çok gençti, heyecanlıydı. Öğrencileriyle ilgileniyordu. Benim yazımı da çok beğenmişti. Çünkü ben okuma yazmaya, anneciğimin ilgisi sayesinde okula gitmeden başlamıştım. Düzgün yazı yazıyor ve yazı yazmayı seviyordum.
Genç öğretmenimiz yazılarımızı kontrol ederken benim yazımı görünce saçlarımı okşadı:
"Hım... Yazın hiç de fena değil. Eğer yazını biraz daha düzeltirsen o zaman asacağım söz!"
Bu cümleyi duyduğumda çok korktum. Yüreğim ağzıma geldi. Bir insanı asmak demek ne demekti? Asılan insanlar ölmez miydi?
O çocuk aklımla öğretmenimizin yazımı beğendiğini, daha düzenli olduğunda sınıfın panosuna asmaktan söz ettiğini düşünememiştim. Çocuk aklımla "asmak" denildiğinde idam edilmeyi anlamıştım.
Nasıl korktum anlatamam... Bunu evde ailemle paylaşsa idim yine mesele kalmazdı. Ama korkumu kimseyle paylaşamadım. Şimdiki aklım olsa, ya öğretmenime ya da anneme bu korkuyu anlatırdım. Bu korkuya yine çocuk aklımla çözüm bulmaya çalıştım. "Öğretmenim beni niçin asacak?"
"Yazılarımı daha düzgün yazarsam asacak."
"Öyleyse yazımı daha da bozarsam beni asmaktan vazgeçer!.."
Bu düşünceyle yazılarımı düzelteceğim yerde daha da bozmaya başladım. Öyle ki sene sonuna doğru yazım, neredeyse okunamaz hâle gelmişti.
Artık öğretmenim benimle ve yazılarımla ilgilenmiyordu... Asılmaktan kurtulmuştum. Sene sonuna doğru bir gün öğretmenim çağırdı. Yüreğim hop etti:
"Oğlum ilk geldiğimde çok düzgün yazıların vardı. Yazını daha da iyileştireceğine şimdi hepten bozdun. Neden bu kadar kötüleştirdin?"
"Güzel yazarsam beni asacağınız için."
Öğretmenimin ağzı açık kaldı.
"Oğlum ben yazılarını panoya asacağım" demek istemiştim.
Açıklamaları üzerine yazımı tekrar düzelttim. Öğretmenim de yazımı panoya astı. Yanlış anlamak ve anlaşılmanın ne kadar kötü olduğuna bu anım benim için hep iyi bir örnek oldu.
          Ramazan Günhan-Bursa
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.