"Atalım, yenisini takalım abi"

“Ayakkabı tamircileri artık pençe bilmiyor. Koca makineleri var. Tıırrrt ver iki yüz lira...”

 

 

 

Bir zanaatı bütün incelikleriyle, gereği gibi öğrenmiş olan ve onu kendi başına uygulayabilen, yapabilen kimse.

 

Sanatında üstün olan sanatçı, sanat öğreticisi... Kitap böyle anlatır ustayı.

 

Ustalara yetişen bir nesildenim ben. Daha büyüklerim benim gördüğüm ustaların da ustalarını bilirler.

 

Berber ustalarının sadece bir makas ve tarakla yapabildiklerini şimdiki berberler kesim makinesi, birkaç aparat, çeşitli kimyasallarla ancak beceriyorlar.

 

Neredeyse hiç makas kullanmayacaklar artık, her seferinde makasa vurulan tarak da görünmüyor ortalıkta.

 

Usturayı maket bıçağı sananları çoğunlukta, sakal tıraşı da kirli sakala yenildiğinden o da makine ile.

 

Ustası keserken gözünü size diken çıraklar da kayıp.

 

Pide ustaları hazır gelen hamurları kullanıyor, açma makinesine koydu mu büyüyor ay parçası gibi. İçine kıyması, peyniri yallah ver fırına.

 

Fırın gazlı, otomatik çakmaklı... Nar gibi kızarmış közleri ara ki bul.

 

Odun olarak sadece bir alay pis parayı saydıktan sonra, o ellerle pide veya lahmacunlarını tutup paketleyen herifi tespit edebiliyorsun dükkânda.

 

Badana ustaları boyadıkları duvarlarla beraber eşyaları, yerleri de geçiyorlar hatıra mahiyetinde.

 

Kuruyunca geçer dediği lekelerin alttaki renkten kusma olduğunu anlıyorsun bir hafta sonra.

 

Tesisatçısı, marangozu, kalorifercisi, kombicisi, motor sargıcısı, hidroforcusu, elektrikçisi, eve gelen internetçisi hep aynı.

 

Ayakkabı tamircileri artık pençe yapmayı bilmiyor. Kocaman makineleri var... Tıırrrt ver iki yüz lira.

 

Aksesuar satıyorlar daha çok, çanta kenarı dikiyorlar, boya yapıyorlar. Gerçek deriyi ayırt edemeyecekler bir zaman sonra.

 

Genel temayül;

 

Atalım, yenisini takalım... Uğraşmayalım...

 

Aslında gizli gerçek; uğraşamam zira bilmiyorum nasıl tamir edilir!..

 

Arabamın kapı altlarındaki süs basamaklarından birini kaldırıma sürttüm ve hafifçe eğildi, arkadaki bakalit kapağı fırladı.

 

Gittim aldığım yere gösterdim. Ciddi ciddi baktı, baktı ve bir beyin cerrahı edasıyla ''eğilmiş bu'' dedi!

 

-Valla bravo hemen gördün... Onun için geldim, sökelim tamir edelim, dedim. DEVAMI YARIN