“Ekin biçme zamanı yayladan köye olsa olsa bir iki veya üç kilo yoğurt gönderilirdi.”
Bizim küçüklüğümüzde Antalya civarında da göçerlik yaygındı. Fakat her göçer, sürü sahibi değildi. Biz de âdet olduğundan dolayı olsa gerek, yaz aylarında yaylalara çıkardık. Üç beş keçinin peşinde dolanırdık. O bir yılı bir-iki kilo yağla geçirmeye çalışır; peynir, et, süt nedir, doğru dürüst bilmezdik. Annemiz bizim doya doya yoğurt yememize bile izin vermezdi.
Yaz aylarında ekin biçme zamanı, mevsimine ve yerine göre, iki üç ay sürerdi. Bu süre içinde, yemek yerken en çok hoşumuza giden şey, yemekle birlikte ayran içmekti.
Ekin biçme süresinde yayladan köye olsa olsa bir iki, bilemediniz üç kilo yoğurt gönderilirdi.
Yoğurdu, yoğurt olarak yemek oldukça lüks bir hayat tarzıydı. Şimdi çok şükür her tarafta istemediğimiz kadar yoğurt var. Gerçi onlar da ne kadar doğal ne kadar o yıllardaki gibi tabii yoğurt orası da ayrı bir konu...
Sade yoğurt yiyebilmek o kadar lüks idi ki onun yerine yoğurdu ayran yapıp içmek zorundaydık. Bildiğiniz gibi yoğurda su katılarak ayran yapılır. Ama biz bunun tersini yapmak zorundaydık. Bol suya az miktarda yoğurt katar, sonra da ayran niyetine içerdik. Fakat hararetimiz geçmediği zaman, tasın dibinde kalan az miktar ayranın çoğalması için, bir miktar daha su eklerdik. Eğer hararetimiz yine geçmezse, su katmaya devam ederdik. Öyle ki, en sonunda gri bir renk alan suyu ayran niyetine içerdik. O kadar yani...
Ne yaparsın, yoksulduk. Onun için sabretmekten başka çaremiz yoktu...
Yayladan köye, yoğurdun dışında bazen kar da gönderildiği olurdu. Biz gönderilen karları samanların içinde saklar, ekin biçerken, soğuk su bulamadığımızdan, o karları samanlardan ayıklayıp büyük bir zevkle içer, Allah’a şükrederdik.
Çocukluğumda, bizim evde özlemle konuşulan kelimelerden bir tanesi de peynirdi. İlk peyniri ne zaman ve nasıl yediğimi, burada sizlere anlatacağım.
Ben peyniri ilk kez sekiz dokuz yaşlarında 1950 yıllarında tanıdım. O zamana kadar, hep onu tanımak için, hasretle bekledim. Peynirle ilgili hatıramı anlatmadan önce, o günkü şartlar konusunda biraz bilgi verelim...
Biz evde, peynir yapmazdık. Çünkü peynir yapacak kadar sütümüz, daha doğrusu yeterli keçimiz ve koyunumuz yoktu. DEVAMI YARIN