Size üç hatıramı gönderiyorum. Bir gün işletmemizin rutin teftişi vardı. Müfettişle iletişimde oldukça doğal ve samimi davranmıştım. Masamın üzerindeki kitaptan yola çıkarak okuduğum eserleri sordu, tüm personelin içinde... Ben de olanca samimiyetimle okuduğum eserleri söyledim. Benim bu hâlim müfettişin hoşuna gitmiş ve davranışımı övmüştü. Daha sonra bu müfettiş, bu dinî eserleri kendi de almış ve bazı arkadaşlarına tavsiye etmiş temini için benden de yardım istemişti...
Bir başka hatıram da şöyleydi. Sigorta tanıtımına bir ilçeye giderken minibüs şoförü “Yolculuk nereye” diye sordu. Kendisine sigorta tanıtımına gittiğimizi söyledim. “Nasıl bir şey bu?” dedi. Ben de birkaç cümleyle özetlemeye çalıştım. Hayret, şoför minibüsü müsait bir yerde sağa çekerek “Benim sigorta poliçemi doldur öyle devam edelim” deyivermişti.
Üçüncü hatıram da babamla yaşadığımdı. Babam çok sert bir emir ile beni evine çağırmıştı. Apar topar evine gittiğimde de “Hemen bin arabaya gidiyoruz” dedi. “Baba dur bir konuşalım” filan dememe kalmadan öfkeyle gaza basmıştı. Yola çıktığımızda sanki pistte uçak kaldıracakmış gibi sürat yapıyordu. Bir köyden aldığı ürün çürük çıkmış, o ürün için verdiği o zamanın parasıyla 450 bin liralık çekini geri isteyecekmiş.
Eyvah, dedim babam beni ölüme götürüyor galiba. Çünkü gittiğimiz yerde sekiz on kişi var ve babam isteğinde yanlış... Nitekim adam diyordu ki babama:
“Arkadaş benim malım çürük çıktı ise bana malımı geri ver”
Babamın verdiği cevap:
“Ama ben onu karıştırmıştım”
Bunun üzerine ben yine büyüklerden öğrendiğim düstur ile samimi bir şekilde yapılan alışverişte nelere dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdim. Bizi dinleyen o asil adam ne dedi biliyor musunuz?
“Efendi şu oğlunun hatırına al eski çekini de tamam bana yeni çek ver.”
Babam 450 bin liralık çeki aldı ve yeniden 300 bin liralık çek verdi. Babama “haksızsın” diye müdahale edemedim. Ne oldu peki? Babam kısa bir süre içerisinde başka bir vilayetten bir başka kimse ile alışveriş yaptı. Söz konusu meblağın belki on misli fazlaydı. Bu defa o adam babamı çarpmıştı. Ben ise vicdanen rahatlık duymuştum.
İyi ve faydalı olan her iş her söz büyüklerimize aittir. Bize düşen bu bilgileri doğru uygulayabilmektir. Allah kimseyi doğru yoldan ayırmasın.
Mustafa Ali Mahdum