Babam o adamdan çekinince...

A -
A +

Kentin üzerini örten yağmur yüklü bulutlar çoktan dağılmıştı. Pırıl pırıl güneşli sabah, etrafa huzur saçıyordu. Ilık sabah rüzgârı inceden ince esiyor, mahmur gözleri canlandırıyor; kederi gamı her türlü kötü düşünceleri alıp götürüyordu. Bütün ağaçlar, çiçekler, sabah oldu uyanın der gibi sallanıp duruyordu. Bayram Bey de o sabah uyanmış, ailesiyle, ekmek ve çaydan oluşan mütevazı kahvaltısını yapmıştı.

 

Bugün işe çağırılmamıştı. Bazen elinde bulunan at arabasıyla insanların yükünü taşımasına yardımcı olur, bazen kocaman ilaç motorlarıyla ilçe halkının ağaç ve bitkilerine zirai ilaçlar yapardı. Yani ömrü çalışmakla geçmiş bir insandı. At arabasını sattığı dönemlerde inşaatlarda amelelik yapar, ev halkını boynu bükük bırakmamaya çalışırdı. İkisi engelli üç çocuk büyütüyor, her daim Yaratana şükrediyordu.

 

1990’lı yıllarda “engelli maaşı” yoktu, “bakım parası” denilen sosyal yardımların ismi geçmiyordu. Görme engelli ortanca oğlunu okula yazdıran Bayram Bey, okul ihtiyaçlarını karşılayamadığı için “belki emekli olurum” diye ödemeye çalıştığı tarım sigortasının taksitlerini yatıramayınca sigorta da iptal edilmişti.

 

Bayram Beyin aklına ilçe kaymakamlığına müracaat etmek gelmişti. O yıllarda meşhur olan bir isimdi FAK-FUK-FON. Fakir Fukara Fonu deniliyordu. Belki destek olurlar diye o sabah hazırlanıp kaymakamlığın yolunu tutmuştu. Derdini görevlilere anlatmış, yardım için istenen evrakları da tamamlamıştı. Fakat kapı duvar kesilmiş, asık bir yüz Bayram Bey’in gönlüne sızı olmuştu. Kaymakam beyin özel kalemi, Bayram Efendi’ye kim olduğunu, hangi köyden olduğunu sormuş, aldığı cevap karşısında özel kalem; “O köy çok zengin, tarlaları traktörleri var, bir de yardım istersin, polis çağırırım sana gününü gösteririm” diyerek olumsuz bir cevap vermişti.

 

Bayram Efendi o adamdan çekinerek yardım istemeye kaymakamlığa gidemez. Uzun yıllar o kişinin izinli olduğu veya görevde olmadığı dönemlerde birkaç yardım müracaatında bulunduysa da yaşanılan olay hiç aklından çıkmaz.

 

“Gitmişti makama arz-ı hâl için,/'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını./Bir azar yedi ki oldu o biçim…/'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.”DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.