Bundan yıllar önce ben daha liseye giderken başımdan geçti bu yaşananlar. O zamanlar babam emekliliğine yakın bir fırında ekmek arabası sürüyordu. Ben de hep merak ederdim gidilen yerleri. Bir hafta sonu takıldım babamın peşine. Sabah dörtte kalkmak lazım her şeyden önce. Ardından fırının yolunu tuttuk beraber.
Fırında bizi bekleyen kamyonetin arka kapısını açıp içerisini temizledik. Fırından çıkan ekmek kasalarını kamyonete birer ikişer yerleştirdik. Kamyonetin arkası tamamen dolmuştu. Ardından büroda akşamdan hazırlanmış fişleri alıp kamyonete getirdik. Bu fişlerde hangi firmaya kaç kasa ekmek bırakılacak onlar yazıyor. Bu fişlerde yazılanlara göre her ay firmalardan para alınıyor. Derken atladık kamyonete düştük yollara...
Gideceğimiz ilk durak holding binası. Orada güvenlik bölümüne ekmekleri bıraktıktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Oradan ayrıldıktan sonra gideceğimiz mekân 5 yıldızlı bir otel. Otelde içeri mutfağa kadar girebiliyorsunuz. İlk defa bu kadar büyük bir mutfak görmüştüm. Hazırlanılan kahvaltıda bir tek kuş sütü eksikti. Evden de bir şey yemeden çıkmıştık. Otele bayağı bir ekmek bıraktık. Bu sayede mutfağı gezmek de nasip olmuştu.
Otelden de çıktık mı kendimizi yavaş yavaş dağlara vurabilirdik. Otelden çıkınca kendimizi Amasya-Zile yoluna attık. Amasya-Zile yolu dediğime bakmayın bildiğiniz köy yolu. İki araba yan yana zor geçer. Zaten köylerin içinden geçerek gidiyorsunuz.
İlerideki köyün birine girdik. Babam bir evin önünde durdu meğer köyün bakkalının eviymiş. Saat 05.30’da adamı kaldırıp ekmekleri verdik. Oradan yola devam ettik.
Bir sonraki durak mermer ocakları. Gittiğimiz mesafe çok uzaktı. Gittiğimiz mermer ocakları Amasya-Tokat sınırına yakın bir mesafede. Bir müddet sonra artık asfalt yol da kalmıyor toprak yoldan gidiyorsunuz. İlk uğradığımız mermer ocağında ekmeklerimizi yine mutfak kısmına bıraktık. Oradaki aşçı bizim köylüymüş, babam tanıyordu. Aşçı sayesinde karnımızı doyurduk.
Mermer ocaklarında 24 saat esaslı vardiya sistemiyle çalışıldığı için günde 3 öğün yemek veriliyor. Yemekhane bayağı büyüktü, televizyon bile vardı. Hatta geçmiş gün televizyonda TGRT'de Huzura Doğru programı vardı. Karnımızı doyurunca yola devam... Sadece bir tane değil ki, irili ufaklı bir sürü mermer ocağı var. DEVAMI YARIN