abam doktor değildi. Onu kaybettiğimde on bir yaşındaydım. Ama rahmetli babam, benim hayat görüşümün sağlam temellerini bu kısacık sürede atmış mükemmel bir eğitimciydi. 57 sene hekimlik yaptım. Bu sürede o sağlam temellere sımsıkı sarıldım. Seksen yılı aşan yaşımda da ana babanın aile içi ve dışı davranışlarda çocukların karakterinin temelini oluşturduğuna şahit oldum. Yazın bağa taşınırdık. Babam, konu komşu, akraba, tanıdık-tanımadık herkese yardım etmeyi pek severdi. Bahçelerimiz, komşu bahçelerden, pek de yüksek olmayan duvarlarla ayrılırdı. Bahçemizde, elma armut, şekerpare, üzüm gibi meyvelerin pek çok cinsleri bulunurdu. Yakın veya uzak komşulardan hastalananlar olurdu. Şehre bir saatlik mesafede olduğumuzdan ulaşmak çok zordu. Zaten o zamanlar şehirde bir veya iki doktor ancak bulunuyordu. Komşular böylesi zor durumlarda öğretmen emeklisi olan babamı, gece yarılarında bile olsa evlerine çağırırlardı. O zamanlar sıtma pek yaygın bir hastalıktı. Soğutarak ateşlerini düşürmeye çalışırdı. Bazen de aile içi geçimsizliklere bağlı olarak yaşanan sinirsel gerginlikleri, çevreyi iyi tanıdığı için onlara verdiği manevi destek ve moralle sakinleştirmeye çalışırdı. Mutlaka hastaneye gitmesi geBrekenler için de merkeple oraya yetişmelerini sağlamaya çalışırdı. Şimdi imkânlar çok şükür ne kadar kolay... Tabii babam bu yardımlar karşılığında kimseden bir kuruşluk çıkar beklemezdi. Başkalarına yardım etmenin verdiği manevi huzuru yaşardı. Birisine faydalı olabilmişse onlardan çok daha fazla sevinerek evine dönerdi. Benim bu bakımdan doktor olmamı çok isterdi. Ne yazık ki aramızdan çok erken ayrıldı. Bir bağırsak düğümlenmesi ile kaldırıldığı hastanede vefat etti. 1949 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine başladım. Bütün benliklerini, bizleri en iyi bir şekilde yetiştirmek için harcayan, canla başla gayret gösteren o günkü üniversite hocalarımız da bambaşka idi. Üniversite hocalarımda maddi hiçbir hırsa şahit olmadım. Her birisi hizmet aşkı ile yaşayan ne kadar değerli ne kadar güzel insanlardı. Her birini sevgiyle, hürmetle ve rahmetle yâd ederim. Seneler geçti. Mezun olup muayenehane açtığımda ben de babamdan aldığım ahlakı yaşatmaya çalıştım. Hali vakti yerinde olmayan hastaları sezinlediğimde muayene için de gerektiğinde ameliyat için bile para almadım. Gece yarısı bile kapımı çalana güler yüzle kapımı açtım. Bir kuruş çıkar düşünmedim. Bir gün yine gece yarısıydı... Kapı çalındı güm güm... Devamı yarın > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00