"Baban ne iş yapıyor?"

A -
A +
"Ne zaman şımarık bir öğrenciye rastlasam ilk işim ona 'baban ne iş yapıyor?' diye sormak olur..."

Kasabamıza ortaokul açıldığında ben o zaman birinci sınıfa yeni başlamıştım. 1968 yılı eylülüydü. Okul müdürünün oğlu da bizim sınıfta öğrenciydi. Müdür beyin üçüncü ve beşinci sınıflarda okuyan çocukları da vardı.  Ortaokula gideni kız, diğerleri erkekti.
Müdürün çocukları çevreye alışıncaya kadar gayet sessiz sakindi ama çok geçmeden her türlü yaramazlıkta başı çeker olmuşlardı.
Bu yaramaz çocuklardan hepimiz korkar olmuştuk. Hele de zayıf ve masum çocukları hırpalıyorlardı. Müdürün çocuklarından sadece ortaokula giden kızından kimse şikâyetçi olmuyordu. Evlerimiz çok yakın olduğu için ben de bu yaşananlara şahit oluyordum. Oturdukları ev Almanya'da yaşayan dayımın eviydi. Artık bu iki çocuktan herkes "illallah" demişti. Babaları o zamanki kasaba kulübünden çıkmıyor, anneleri de sadece öğretmen eşleriyle görüştüğü için çocuklarının yaramazlıklarını onlara söyleyen olmuyordu...
Yaz tatili bitmiş ikinci sınıfa yeni başlamıştık. Yine aynı tas aynı hamam çocuklar yaramazlığa devam ediyorlardı.
Okulumuzun ilk yapılış planı 450 yataklı yatılı bölge okulu idi ama sonradan ortaokul olarak açılmıştı. Dolayısıyla okulda kullanılmayan yatakhane bölümleri vardı. Bizim eğitim gördüğümüz binanın elli metre uzağındaydı. Okulumuzun arazisi de çok genişti. Oynayacak o kadar çok bahçesi vardı ki teneffüslerde herkes istediği oyunu kurmakta özgürdü.
Okulun bu yatakhane bölümüne girip çıkmak yasaktı. Ama bu yasağı delenlerin başında okul müdürünün oğlu geliyordu.
Uzun teneffüslerden birinde çatıya çıkıp güvercinlerden bir tanesini yakalayıp inişe geçtiği anda dengesini kaybedip dördüncü kattan üçe, oradan ikiye düşe düşe birinci kata savrulmuştu.
Tam derse girecekken okulda bu olay duyuldu ve herkes olay yerine koştu. Pehlivan yapılı bir öğretmenimiz vardı. Koşarak gitti, beş dakika sonra kucağında müdürün oğlu ile beraber binadan çıktı. Bize göre çocuk ölmüştü. Çünkü hareketsiz bedeninde her tarafı kan içindeydi. Öğretmen, kucağındaki hareketsiz çocuğu okulun karşısındaki sağlık ocağına götürdü...
Ertesi günden itibaren de bizim sınıfımızda bulunan oğlu da bir daha derse gelmedi.
Meğer müdür bey kamyonla eşyasını taşımış bir gecede. Komşularına da "oğlum komada ama ümit yok" demiş. Ne zaman şımarık bir öğrenciye rastlasam ilk işim ona "baban ne iş yapıyor?" diye sormak olur.
Ramazan Günhan-Bursa
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.