"Bak bakalım annen nerede?"

A -
A +

Atiye Teyze annemi susturduktan sonra bana da sıkı sıkıya tembihledi: -Ağlama! Bir şeyciğin kalmayacak. -Hı hı... Atiye Teyze, yepyeni bir kesme şeker ile bu defa diğer trahomlu gözümün göz kapağını kaldırıp iltihaplı kabarcıkları şeker ile temizlemeye başlamıştı. Acaba kesme şeker anında iltihaplı sıvıyı emiyor muydu? Teyzem iki gözümün ikisinin kapaklarının içini de kendinden emin bir şekilde o Erzurum türü doğal kesme şeker ile törpüler gibi acıtmadan ve hassas bir şekilde temizlemişti. Kesme şekerler zaten yarı yarıya erimiş oluyordu. Onları bir kaba bırakıyordu, tıbbi atık gibi. İki gözümün ikisi de kan revan içindeydi. Sonra bana bir hekim edasıyla seslendi: -Şimdi gözlerini yum bakalım. Ben demeden de açma! Tamam mı? -Ta-mam. Sonra odaya ilk girdiğimizde havanda dövülmüş kesme şekeri birer pamuk üzerine dökerek yumulu göz kapaklarımın üzerine kapattı. Sanki ameliyat sonrası gözleri bantlanan hastalar gibi olmuştum. Sonra iki gözümün ikisini de örtecek şekilde büyükçe bir tülbent ile sıkı sıkıya sardı. Başım ameliyattan çıkmış göz hastaları gibi sarılmıştı. Dedi ki Atiye Teyzem: -Şimdi bu yavrucak sabaha kadar bizde kalacak. Sabaha kadar gözlerini açmayacağız. Haydi bakalım çocuğum dinlen... Ben iç geçiren çocuklar gibi derin bir nefes alıp uykuya dalar gibi sessizliğe gömüldüm. Gözlerimin zonklamasından uyku uyumam imkânsızdı. Atiye Teyzeme soruyordu annem: -Teyze ya bir şey olursa? -Hiçbir şey olmaz kızım. Çocuğunun gözleri iyi olacak meraklanma. -Çok korkuyorum teyze. -Korkmana gerek yok... Sabaha hiçbir şeyi kalmayacak inşallah. Nasıl oldu bilmiyorum, uyumuş kalmışım. Beni kaldırdıklarında sabah olmuştu. Atiye Teyzemin sesiyle uyandım. Ama gözlerim sarılı olduğu için hiçbir şey göremiyordum. -Haydi bakalım, dedi. Şimdi gözlerini açıyoruz. Pratik bir şekilde gözlerimi saran tülbendi çözdü. Sonra gözlerimin üzerindeki toz şekerli pamukları kaldırdı. Yüzümü yıkadı. Seslendi: -Bak bakalım şimdi annen nerede? Anneciğim karşımda endişe içinde bana bakıyordu. Açış o açıştı... Gözlerimde hiçbir şey kalmamıştı. Ne ağrı ne sızı ne iltihap... Sonradan öğrendim ki bildiğimiz o şekerpancarının şekeri ilkyardım malzemesi olarak açık ve enfeksiyon kapmış bir yara için en iyi doğal antibiyotik özelliğe sahipmiş. Aynı zamanda antiseptik (mikrop kırıcı) özelliğiyle pek çok yara veya kesiğe doğrudan uygulanırmış. Meğer Atiye Teyze gibilere tıp dilinde "şifacı" deniliyormuş. Muammer Nazif-Mardin > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.