Öğrencilik yıllarımda kiracı olduğumuz apartmanla ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum:
Bizi yöneticiye öyle bir övmüş ki sabahın köründe kapının zili çaldığında karşımızda gördüğümüz İsmail Amca “Gençler sizler çok iyisiniz, apartmanda bir dairemiz boşaldı, sizler gibi aklı başında öğrenci arkadaşlarınız varsa daireyi seve seve onlara da verebiliriz” dedi. İnsanların bizlere bakış açısının böyle olmasından dolayı çok mutluyduk. Çünkü “öğrenci” dendiği zaman genellikle herkes biraz uzak dururdu evini vermek için.
Bir gün ev arkadaşlarıma İbrahim Amca ve eşini evimize yemeğe davet etme teklifinde bulundum. Arkadaşlarım da sağ olsun beni kırmayıp bu güzel teklifimi kabul ettiler.
Hemen üst kata çıktım, zile bastım. Kapıyı İbrahim Amca açtı. Kendisine “İbrahim Amca yarın müsaitseniz sizi ve Makbule Teyzemizi akşam yemeğine davet ediyoruz, bu davetimize katılırsanız bizleri çok memnun edersiniz” dedim.
İbrahim amca çok şaşırmıştı. Şöyle dikkatli bir şekilde yüzümde gözlerini gezdirip duygu yüklü sesiyle;
-Ebubekir oğlum siz nasıl öğrencisiniz, asıl biz sizleri davet etmemiz gerekiyor, çok mahcup oldum, dedi.
Ben de;
-Olur mu öyle şey İbrahim Amca, ne mahcupluğu? Sizler yaşlısınız, bizim size hürmet etmemiz elimizden geldiğince hizmet etmemiz gerekiyor, dedim.
İbrahim Amca davetimizi kabul ederek geleceğini belirtti...
Ertesi gün yemek için alışverişe çıktım. Akşam yemekte tel şehriye çorbası, fırında patatesli tavuk, pilav ve cacık yapmaya karar verdim. Evde hummalı bir çalışmadan sonra yemeklerimizi hazırladık. İbrahim Amca, eşini daha önceden kızı davet ettiği için oraya gittiğini, kendisinin ise bize söz verdiği için kızının davetine rağmen ona durumu anlatıp bize geldiğini söyledi. İbrahim Amca yemekleri görünce,
-Çocuklar ne yaptınız böyle helal olsun sizlere, diye takdirlerini belirtti. Bu takdir bize gerçekten mutluluk vermeye yetti. Yemeklerimizi yedik, çayımızı da içtik. İbrahim Amca uzun uzun hayatını anlattı. Biz de bu hayat tecrübelerini can kulağıyla dinledik.
Veda ederken bize çok çok teşekkür etti. Biz de misafirimizi güzel şekilde ağırlamanın gururuyla odalarımızın yolunu tuttuk. “Baki kalan bu dünyada hoş bir sada” sözünden yola çıkarak bu hatıramı sizinle paylaştım. Rabbim; herkese böyle anlayışlı komşular ve böyle sağlıklı huzurlu komşuluklar ihsan eylesin, iyilerle karşılaştırsın.
Ebubekir Arslan