"Bana ne senin çocuğundan!.."

A -
A +

"İşin garibi otobüste kimse bu tür söylemlere müdahil olmuyor. Herkes duymazdan geliyor..."

Mübarek Ramazan-ı şerif daha gelmemişti ama üç ayların içindeydik. Belediye otobüsüyle Eminönü'ne gidiyordum. Otobüsün arka sıralarında, yolcular sırt sırta oturacak şekilde karşılıklı her iki yanda da ikili koltuklardan birine oturdum.

Ben kapıların açıldığı taraftaydım. Cam tarafında da yönü otobüs istikametinde bir anne ile çocuğu oturmuş.

Bu anne ile çocuğuna sırtı dönük halde, otobüsün ters istikametinde de otuzlu yaşlarda bir kadın oturmuş.

Benim o yolculardan haberim yoktu. Ama sağ taraftan tuhaf sesler geliyordu. Meğer sesleri o çocuk çıkarıyormuş. Meğer o çocuk zihinsel engelli imiş. O bakımdan kontrolsüz sesler çıkıyormuş kendisinden. Bunu da az sonra ortaya çıkan ağız dalaşından anlayacaktık.
Sırtı anne ile engelli çocuğa dönük kadın, bir şekilde o sesten rahatsız olduğunu söyleyip "susturur musun şu çocuğunu!" diye çıkıştı.
Anne de sanki merhamet bekler gibi "o engelli" diye cevap verdi.
O an siz olsanız ne yaparsınız?
"Ha öyle mi? Affedersiniz. Kusura bakmayın!" gibi sözlerle kabalığınız için özür dilersiniz. Ama o kadın olanca hoyratlığıyla "Bana ne senin çocuğundan" diye karşılık verdi.
Buz kestim... Çocuğun annesi bu kadarını beklemiyor olmalı ki, karşılık verdi:
"Hanımefendi bu otobüs halk otobüsü. Biz bu otobüslerde gidip gelmek durumundayız. Siz rahatsız olduysanız kusura bakmayın taksiyle gidin!"
O anne de aslında böyle söylemeyip susması gerekirdi ama galiba etkiye tepki göstermişti... Derken birkaç cümlelik ağız dalaşı daha yaptılar... İşin garibi bu arada otobüste kimse bu tür söylemlere müdahil olmuyordu. Herkes duymazdan geliyordu... Bu da sosyolojik bir vaka ve garip bir durumdu... Ayrıca o kadının, kendini önemsetmek adına söylediği söz enteresandı: "Sabah sabah işe gidiyorum, moralimi bozma!"
İşe giden kadın saygın kadın demektir. Sonra karşı koltuğa geçerek ağız dalaşına son verip kendi dünyasına döndü... Bu haliyle de benim gözümün görme alanına girmişti... Göz ucuyla süzdüm bu işe gidecek (!) olan kadını...
Kulağında kulaklık... Pantolon yerine bir eşofman ve spor ayakkabı. Daha da önemlisi saat 11.00'e çeyrek var... Yani işe gidilecek saat çoktan geçmiş... Öfkelenen (!) bu kadın yolcunun öfke kontrolü için kullandığı dini edebiyat ise şöyleydi: "Ya sabır ya selamet!"
İşte toplumdan bir tip... İşte vatandaşın birbirine yaklaşımı... İşte genel kültürümüzün ortalama hâli...
Gülizar Aygün Tülce-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.