Bana somut delil lazım

A -
A +

“Sayın Savcım müjde! Faili buldum. Ceket düğmesi olayını öğrenince suçunu ikrar etti...”

 

 

 

Başçavuş soruma cevap verdi:

 

- Evet Savcım ama olayla ilgisinin olmadığını söylüyor.

 

Sesimi iyice kısarak.

 

-Bak başefendi, dedim, beni iyi dinle, telefonu kapatma ve ahizeyi masaya koy, benim duyacağım şekilde sor bakalım Karacabey'e giderken üzerinde meşin ceket var mıymış? Sordu ama cevabını duyamamıştım. Çavuşa duyamadığımı söyledim. "Ceket üzerinde değilmiş efendim" cevabını alınca birden içime bir ateş düştü. Olayların ucunu görünce hep böyle olurum “ama dur bakalım” dedim kendi kendime ortada ciddi bir şey yok ki. Acaba olay yerinde meşin ceket düğmesi bulduğumuzu bu çocuk duymuş muydu? Duyduysa iyi. Gene de şans, üzerimde meşin ceket vardı dese geriye çok zayıf bir ihtimal kalıyor. Ama inkâr etmesi, önemli bir çelişki benim için. Başçavuşa telefonda:

 

- Önce elbiselerini soyup vücudunu iyice muayene et, çizik morartı gibi bir şey görürsen gece olduğuna bakmadan doktora götürüp raporunu al, bir şey bulmasan bile onu sıkı bir sorguya çek, düştüğü çelişki benim için önemli.

 

Beş dakika geçti geçmedi çavuş gene telefonda ve sesi çin çin ötüyor:

 

- Savcım müjde, vücudu morluklarla dolu, sordum attan düştüm diyor.

 

- Tamam çavuş madeni bulduk. Sen dediklerimi yap, sıkı soruşturma yap diyorum dikkat et işkence yap demiyorum, bu deliller bize yetecek. Aslında çok yorgunum ve gecenin yarısı. Yoksa bu tür soruşturmayı bizzat yapmaktan büyük zevk duyarım. Bunu da kimse ile paylaşmak istemem. Ama nedense bugün canım çekmedi, üşendim. Sabah ezanı okunurken başçavuş tekrar beni uyandırdı. Vücudum sanki dökülüyor. Alo derken bile aşırı sevinç içinde olduğu belli. Sadece:

 

- Anlat dedim.

 

- Sayın Savcım müjde! Faili buldum. Suçunu tamamen ikrar etti. Ceket düğmesi hikâyesini anlatınca sökün etti.

 

- Ben anlamam bana somut delil lazım, kuru ikrar ne işe yarar ki?

 

- Yarın her şey hazır, şimdi sanıkla birlikte Görükle'ye hareket ediyorum. Çünkü kanlı elbiseleri köydeki evlerinin samanlığına saklamış, suçta kullandığı bıçağı da Bursa'daki ablasının evinde yattığı divanın altına koyduğunu söylüyor.

 

- O zaman önce bıçağı elde et sonra Görükle'ye git. Doktor hanımı da bu saatte rahatsız etmeyelim, raporu dönüşte alırız.

 

- Başüstüne efendim. Başçavuşa teşekkür ediyorum ama sevinçten sabaha kadar da uyuyamıyorum, vücudum ne kadar kırgın olsa da.

 

Sabah saat dokuzu dar ettim. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.