Başhekimin onayı yokmuş!..

A -
A +
Yıl 2001 Şubat'ıydı. Kış mevsimiydi. Her yerde kar vardı. Bu kış gününde başımdan geçen bir olayı gazetemle paylaşmak, bu sayede tüm okuyucularınızın ve vatandaşlarımızın, bu hadise ile dün ile bugünü kıyaslamasını ve bugünkü ortamda nasıl oluyor da bu işlerin böyle değişebildiğini mukayese etmelerini istedim.
Eşim psikolojik olarak rahatsızdı. O gün sabahtan Bakırköy Ruh ve Sinir Hatalıkları Hastanesine götürdüm. Hastanede Dr. Hanım, eşimi muayene ettikten sonra hastayı içeri aldılar. Bana da yazdığı reçeteyi uzatıp dediler ki:
"Acilen bu ilaçları Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden alıp gel!"
Başka da hiçbir şey söylemeden çekip gitti doktor hanım. Kimseye bir şey soramıyorsunuz ki?
Ben de bir anlık duraksamadan sonra "acele" olduğu için hastanenin karlı yollarından yürüyerek Bakırköy tren istasyonuna vardım. Oradan trenle Sirkeci'ye gittim. Oradan vapura binip Kadıköy'e geçtim. Kadıköy'den de otobüse binerek Erenköy'deki hastaneye vardım. Gerekli işlemler yapıldı. İlaç için sıraya girdim. Yarım saat sırada bekledikten sonra nihayet sıram geldi ve reçeteyi uzattım. Görevli bayan reçeteye bakınca ne dese beğenirsiniz?
-Beyefendi bu ilaçları bu şekilde veremem.
-Niçin?
-Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekiminin onayı yok.
Ama hanımefendi ben buraya nasıl geldim biliyor musunuz?
-Beni ilgilendirmez kardeşim, ben prosedüre uymakla yükümlüyüm.
Çaresiz boynumu büküp oradan tekrar otobüse binip Kadıköy'e, oradan vapur ile Sirkeci'ye, oradan trenle Bakırköy'e geldim. O kış kıyamette on dakika yürüyüp hastaneye geldim.
Araya sora Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekiminin odasını buldum. Sıraya girdim. Bir müddet sonra sıram geldi ve içeri girip hiçbir şey konuşmadan reçeteyi onaylatıp tekrar Erenköy'e yola koyuldum.
Bir mühür, bir imza sebebiyle onca yolu şimdi tekrar gidecektim...
Elim kolum çaresizdi... Telaşlı ve üzgün bir şekilde yine önce Bakırköy, sonra Sirkeci, sonra Kadıköy ve nihayet otobüsle Erenköy'deki hastaneye geldim.
Bir yandan da gözüm saatte... Eğer mesai saatini geçirirsem ilaç yarına kalacak, yarın tekrar gelmek zorunda kalacağım...
Koşar adımlarla hastanenin kapısından içeri girdim. Saat 17:00'ye yani akşam 5'e beş kala hastanenin eczacısı bayanın karşısına dikildim.  Devamı yarın
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.