Ben bu yolu torpille öğrendim!

A -
A +

1997 yılında Sakarya Üniversitesini kazanmıştım. Kayıt yaptırmak için bir akrabam ile Ankara'dan Adapazarı'na gitmiştik. Beraber üniversite kampüsüne giden bir minibüse bindik. Minibüs kalabalıktı. İçinde bizim gibi kayıt yaptıracak öğrenciler vardı. Uğultulu ortamda herkes bir şeyler konuşuyordu. Yanımdaki akrabama duygumu dile getirdim: -Şöyle temiz ve disiplinli bir yurt olsa da kalsam. Arkalardan biri seslendi: -Terminale yakın bir yerde İhlâs Öğrenci Yurdu var. Bu ismi aklıma not ettim. Ankara'ya döndüğümde babama anlattım. Özel bir yurt oluşu maddi yönden biraz endişelendirmişti. Ama bir yandan da çabuk davranıp kontenjanlar dolmadan kayıt olmalıydık. Bir uzak akrabam milli eğitimde müfettişti. Onunla görüşüp bu yurda alınmam için yardımcı olmasını istedim. Onlar da "gelsin görüşelim" demişler. Oysa kimseye ayrıcalık yapıldığı falan yokmuş. Fiyatı da uygun geldi babama. Adapazarı İhlâs Öğrenci yurdunda görevli olan İhsan Bey ile görüşmemizden memnun ayrılmıştık. Böylece yurtta kalmaya başlamıştım... Tam on beş yıl önceden söz ediyorum. Kendimce torpil yaparak girmeye çalıştığım bu yurt, bana bir hazinenin nişanını verecek ve bu nişan iki cihan saadetim için bana yapılabilecek en büyük referans olacaktı? Çünkü ben oradaki arkadaşlardan öğrendim Ehl-i sünneti. Orada öğrendim Ehl-i sünnet yolunun büyüklerini. Kimin sevilip kimin sevilmeyeceğini. Nice kitapların kötü arkadaştan daha zararlı olduğunu. Hayatımın en güzel anlarının bu yurtta geçirdiğim 2 yıl olduğunu hatırlıyor ve o günleri düşündükçe içimi farklı duygular kaplıyor. Her Cuma günü bir bayramdı sanki. Yaşadığımız ramazanı şerif günleri ise ayrı bir tat, ayrı bir manevi âlemdi. Anlatamadığım ama tadına doyamadığım günlerdi hepsi. Yurt müdürümüz Fahri Beyin öğrencilerle sohbeti ayrı bir tattı. Derdi ki samimi bir inançla: "Eğer bir kimseye Ehl-i sünnet itikadı nasip olduysa mutlaka atalarında, dedelerinde bu yolu bilen veya hizmet eden biri vardır..." Yıllar sonra dedemin dolabında 1977 tarihli Seâdet-i Ebediyye, Vehhabiye Nasihat, Dinde Reformcular ve Yüz Karası isimli eserleri görünce anneme sordum: -Anne, bu eserler kimindi? -Oğlum deden bizleri toplar ve hep bu kitaplardan okurdu. O vakit Fahri Beyin söylediği o söz geldi aklıma. Bu güzel yurdumuz 1999 senesindeki depremde çok şükür yıkılmamıştı ama orta hasar alarak kapanmıştı. Yurttan bazı arkadaşlar ile ev tutarak kalan diğer iki yılı sıkıntılı bir şekilde geçirmiştik... B. A.-Dalaman/Muğla > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.