"Ben de ken­di­mi a­cil sa­nı­yor­dum!"

A -
A +

Üçün­cü ço­cu­ğu­mu­zun do­ğu­mu­nu bek­li­yor­duk. Acil du­ru­mu­muz yok­tu. Ama yi­ne de gü­nü gel­di­ği için her an do­ğum ger­çek­le­şe­bi­lir de­ni­yor­du. Ran­de­vu­mu­zu ayar­la­mış ve de­ni­len ta­rih­te Dr. Lüt­fi Kır­dar Kar­tal Eği­tim ve Araş­tır­ma Has­ta­ne­si­ne git­tik. Bağ-Kur'lu ol­du­ğu­muz için sos­yal gü­ven­ce ola­rak kar­ne­mi­zi sun­duk. Kar­ne­yi in­ce­le­yen gö­rev­li me­mur de­di ki: -Be­ye­fen­di vi­ze iş­le­mi­ni yap­tır­ma­nız la­zım. Bu şe­kil­de sos­yal gü­ven­ce hak­kın­dan ya­rar­la­na­maz­sı­nız. -Ama has­ta­mız do­ğum has­ta­sı. İçe­ri ya­tı­rıl­ma­sı la­zım. Do­ğum vak­ti gel­di. -Ya­pa­bi­le­ce­ği­miz bir şey yok. Bağ-Kur'dan ya­rar­la­na­bil­mek için vi­ze iş­le­mi şart. -Efen­dim, bi­zim Bağ-Kur'a hiç­bir bor­cu­muz yok ki. -Be­ye­fen­di, ola­bi­lir. An­lı­yo­rum. Ama vi­ze iş­le­mi ol­ma­dan si­zi Bağ-Kur'lu ola­rak ka­bul ede­mem. Ni­çin laf an­la­mı­yor­su­nuz? Ba­kın on­ca in­san sı­ra­da bek­li­yor. Lüt­fen bi­raz an­la­yış­lı olun! O es­na­da bir va­tan­daş akıl ver­di: -Kar­de­şim has­ta­nı bek­let­me. İçe­ri kim­li­ği­ni ver. Bağ-Kur ev­ra­kı­nı ta­mam­la­ya­ma­dı­ğın za­man mas­ra­fı ken­din kar­şı­la­ma­yı ta­ah­hüt et­ti­ği­ni söy­le!.. -Öy­le olur mu? -Olur olur... Ah bü­rok­ra­si, in­sa­nı do­ğum mec­bu­ri­ye­tin­den da­ha mec­bur bı­ra­kı­yor­du. Va­tan­da­şın ver­di­ği ak­la gö­re tek­rar ri­ca­da bu­lun­dum. "Kim­li­ği­mi bı­ra­ka­yım, Bağ-Kur bel­ge­le­ri­mi te­min ede­me­di­ğim tak­dir­de, has­ta­ne mas­raf­la­rı­nı kar­şı­la­ma­yı ta­ah­hüt edi­yo­rum" de­dim. Bu kez iti­raz gel­me­di. Önü­me uza­tı­lan ev­ra­kı dol­du­rup sos­yal hak­kı­mı­zı is­pat ede­ne ka­dar ken­di­mi­zi ipo­tek ede­rek has­ta­mı­zı has­ta­ne­ye ya­tır­dık. Sı­ra gel­miş­ti Bağ-Kur vi­ze­si­nin onay­lan­ma­sı­na. Ak­si­lik çı­kar­sa mah­vo­lur­dum. Mu­ha­se­be­de­ki gö­rev­li ar­ka­da­şı bir ke­re da­ha ara­dım. Evet, tüm tak­sit­le­ri­miz ya­tı­rıl­mış­tı. Hem vi­ze iş­le­mi­ni yap­tır­ma­ya gi­di­yor, hem ken­di ken­di­me söy­le­ni­yor­dum: "Bu te­la­şın ara­sın­da vi­ze de ne böy­le? Dev­le­tin ken­di ku­rum­la­rı ara­sın­da­ki ya­pa­ca­ğı iş­le­ri ne­den biz­le­re yap­tı­rı­yor­lar?" Söy­le­ni­len ku­ru­ma gitt­ğim­de bir de ne gö­re­yim, in­san kay­nı­yor. San­ki arı ko­va­nı gi­bi. Ey­va­ah, kim­se yap­tır­ma­mış. El­li met­re­ka­re­lik oda­da san­ki beş yüz ki­şi var. Her­kes ne­re­dey­se bir­bi­ri­ni eze­cek. Her­kes öf­ke­den si­nir kü­pü. Her­kes has­ta sa­hi­bi. Her­ke­sin işi acil... Ben ken­di do­ğum ola­yı­mı acil zan­ne­di­yor­dum. Me­ğer ne acil­ler var­mış. Ki­mi kalp kri­zi ge­çir­miş, ki­mi be­yin trav­ma­sı. Dü­şen ya­ra­la­nan... Acil­ler bir kı­zıl­ca kı­ya­met gi­bi... Vi­ze ve­ren ma­kam­da­ki­ler ise kim­se­nin acı­sı­nı din­le­ye­cek hal­de de­ğil­ler. Bi­rer ro­bot, bi­rer ma­ki­ne ol­muş­lar. Ara­da bir in­san­lar sı­ra yü­zün­den bir­bi­ri­ne gi­ri­yor. Kuy­ru­ğa kay­nak yap­mak is­te­yen­ler olu­yor. İtiş­me­ler ka­kış­ma­lar... Mec­bu­ren sı­ra­ya geç­tim. İn­san­la­rı şu ha­le ge­ti­ren bü­rok­ra­si­nin acı­ma­sız­lı­ğı­nı ib­ret­le sey­ret­me­ye baş­la­dım. Yaş­lı bir adam­ca­ğız. Öf­ke­den kıp­kır­mı­zı ol­muş ava­zı çık­tı­ğı ka­dar ba­ğı­rı­yor: "Böy­le hiz­met ol­maz ol­sun! Vi­zem dol­muş. Vi­ze yap­tır­mak için gel­dim ön­ce pul al­dır­dı­lar. Son­ra eks­tra çek­tir­mek için tek­rar kuy­ru­ğa geç­tim. Sı­ra ba­na gel­di­ğin­de eli­me tu­tuş­tur­du­lar kâ­ğıt­la­rı. "Bun­la­rı yap­tır gel" de­di­ler. Ney­miş efen­dim, bu ayın Bağ-Kur pa­ra­sı­nı da ya­tır­mam la­zım­mış. Ney­miş efen­dim nü­fus­tan da bak­mak­la yü­küm­lü ol­duk­la­rı­mı gös­te­rir bel­ge ge­tir­mem la­zım­mış. Şu­ra­ya has­ta oğ­lu­mu ge­tir­dim. Te­rö­rist mi­yim de­ğil mi­yim, bir onu sor­gu­la­ma­dık­la­rı kal­dı. Böy­le sos­yal gü­ven­lik ol­maz ol­sun!" Adam­ca­ğız çıl­dır­mış va­zi­yet­te çık­tı git­ti. Bir baş­ka­sı ge­lip kuy­ru­ğu gö­rün­ce şa­şı­rı­yor, "Ey­vah!" di­yor; son­ra ön­de­ki­le­re doğ­ru gi­dip acil has­ta­sı ol­du­ğu­nu söy­le­ye­me ça­lı­şı­yor. Al­dı­ğı ce­vap­la da şok olu­yor­du: -Kar­de­şim be­nim has­tam ko­ma­da bek­li­yor. Der­ken has­ta­lar has­ta­ne­de, has­ta sa­hip­le­ri vi­ze kuy­ru­ğun­da ak­şam olu­yor­du. Ben vi­ze ha­riç hiç­bir ek­si­ğim ol­ma­dı­ğı için ak­şa­ma doğ­ru vi­ze­mi hal­le­de­rek ço­cu­ğu­mun do­ğu­mu­nu Bağ-Kur kap­sa­mın­da yap­tı­ra­bil­miş bah­ti­yar­lar­dan ol­ma­yı ba­şar­dım. Ama Kar­tal'da in­san­lar öy­le­si­ne ça­re­siz ki... H.Ö.-Üm­ra­ni­ye/İs­tan­bul >> Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.