"Hicri 1 Muharrem günü eşim ve iki çocuğumuzla Maviş Teyze'yi ziyarete karar verdik..."
Sonra dudakları kıpırdadı Maviş Teyze'nin:
-Evladım ben hep bu gazeteyi okurum. Bizim Sayfa'da çok güzel dinî bilgiler oluyor. Oradan çok şey öğreniyorum...
Gülümsedim: "Kalan vakitlerinizi namaz kılarak geçiriyorsunuz galiba" deme cüretinde bulundum.
Duraksamadan cevap verdi:
-Evet evladım! Kaza borçlarımı ödüyorum.
O gün çok duygulanmıştım... Gidip bir aynanın karşısında gizlice ağladım... Kendisini birkaç defa daha ziyaret etmek nasip oldu. Son ziyaretimde yatağına uzanmış yine kitap okuyordu... Eshab-ı Kiram kitabını uzaktan tanıdım... Sesimi duyunca sevinçle hemen doğruldu: "Gel gel" dedi... Yine yanaklarımdan öptü beni:
- İyi ki geldin evladım. Ben de seni bekliyordum. Bir mesele var seninle konuşmak istiyorum.
- Buyurun efendim
- Maşallah sen çok tatlısın! Çok güzelsin. Tıpkı babana benziyorsun! Sizin soyunuz temiz evladım...
Daha nice iltifatlar... Çok şaşırmıştım... İçim bir hoş olmuştu. Sanki Maviş Teyze dünyadan konuşmuyordu. Konuşmasını sürdürdü...
- Evladım benim bir yeğenim var çok efendidir. Sana da benzer. Benim bir evim var ona vermek istiyorum. Ama sana sormadan bir şey yapmadım.
- Münasiptir teyzeciğim.
- Hay Allah senden razı olsun yavrum!
Sarıldık birbirimize, Maviş Teyze beni uğurlarken gözleri dolmuştu...
26 Ekim 2014 yani Hicri 1 Muharrem günü eşim ve iki çocuğumuzla Maviş Teyze'yi ziyarete karar verdik. İkincisi çocuğum henüz 6 aylıktır... Giderken "Maviş Teyze bizim bebeği görünce, kim bilir ne mutlu olacaktır" diye hayal ediyordum...
Danışmaya vardık. Geriatride kalan Güler Hanımla görüşmek istediğimizi söyledik. İçeriye aldılar ve odasına geçtik... Ama içeride gördüğüm yaşlı kadın benim Maviş Teyzem değildi. Bir yanlışlık mı vardı? Bir anda içim cızz etti! İçimden bir şey koptu... Yüreğim titredi:
-Siz hangi Güler Hanımı arıyorsunuz?
Adını tekrar ettik:
- Şu sürekli Kur'an okuyup namaz kılan teyze mi? O teyze sizlere ömür, başınız sağ olsun...
Çocuğu kucağımdan verip bir koltuğa yığılırcasına oturdum. Duadan sonra şu hadis-i şerifi mırıldandım: "İslam garip geldi, garip olarak nihayete erecektir, o zamanda garip olanlara müjdeler olsun..."
Maviş Teyze de garipti... Yalnız ve kimsesiz... Bir gece uyumuş sabaha uyanamamıştı... Arkasından okuyacağı kimse bırakmadı, benden başka... Ben de istedim ki bu garip teyzeyi dualarda yalnız bırakmayalım... Zira Maviş Teyze'nin kadim dostu Türkiye gazetesiydi...
H.E.-İzmir