Meraktan oğlumun ağzına bakıyordum: -Oğlum, şimdi usta birliğine nereye gideceksin? Başını yere eğdi. Bir saniye sonra gülümseyerek yüzüme baktı: -Anacığım, bak sakin ol ve sakın üzülme... Şırnak'a gideceğim. Sanki nefesim kesilmişti. Neden bu kadar heyecanlanmıştım? Halbuki güya her şeye hazırlıklıydım. Neresi olursa olsun yurdumuzun her karış toprağına sahip çıkmak elbette ki şerefli görevimizdi. Dedim ya "ana yüreği" diye. Oğlumun yanımızda kaldığı süre nasıl geçti bilemiyorum... Artık gitme vaktiydi... Evde vedalaşmış terminale savuşturmak için gitmemi istememişti. Öpüp kokladım. Dualarla uğurladım yavrumu. O dönem askerlik 18 aydı. Allah'ım nasıl geçecekti? Terör devam ediyordu. Haberleri dinleyemez olmuştum. Aylarca haber alamıyorduk. Fırsat bulduğunda o arıyor, sesini duyurup iyi olduğunu, merak etmememizi tembihliyordu. Askerliğini yarılamıştı ki askerlik 15 aya indi. Şükürler olsun, oğluma üç ay daha önce kavuşacaktım. Hiç izne gelmedi. Evde canım sıkkın, camdan dışarı seyrediyordum. Zil çaldı. Açtığımda karşımda bir delikanlı ile orta yaşlarda bir hanım duruyordu. Genç gülümsüyordu: -Teyzeciğim merhaba. Ben Şırnak'tan oğlunuzun yanından geliyorum. Asker arkadaşıyım. Nasıl sevindim anlatamam. İçeriye buyur ettim. Annesiyle beraber, beni ziyarete gelmiş; evladımdan haberler getirmişti. Genç asker, oğlumu överek anlatıyor; "Teyzeciğim sizin ellerinizden defalarca öpmek istiyorum. Öyle mükemmel bir evlat yetiştirmişsiniz ki ne kadar övünseniz yeridir. Oğlunuz bizim neşe kaynağımız. O bütün sıkıntılarımızı gideriyor" diyordu. Vakit su gibi geçmişti. Artık kalkmaları gerektiğini söyleyerek izin istediler. Çıkarken genç dedi ki: "Teyzeciğim, birkaç gün sonra birliğime döneceğim. Eğer göndermek istediğiniz bir mektup falan varsa götürebilirim." O günkü mutluluğumu anlatmama kelimeler yetmez. Bazen gözyaşıyla, bazen endişeyle, bazen de mutlulukla 15 ayı tamamladık. Yavrum çok şükür sağ salim evine döndü. Askerlik anılarını kâh gülerek kâh gözyaşları içinde anlatıyordu. Yüce Rabbim dilerse her türlü tehlikeden koruyor, dilerse genç yaşta şehitlik mertebesini layık görmüşse bunu da nasip ediyor. Rabbim hayırlısını nasip etsin... Evet şehitlik güzel bir mertebe. Ama dedim ya ana yüreği... Hayatın zorluğu "evlat acısı" yanında hiç kalır. Rabbim hiçbir ananın yüreğini yakmasın. Şehitlerimize Rabbimden rahmet, analarına ve tüm Türkiye'ye sabr-ı cemil diliyorum. > "Ana yüreği"-Ankara Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00