“Minibüsümün arka koltuğuna geçtim ve tam uzanmıştım ki biri arabanın camına vurdu...”
Yıl 1988… Yaz mevsimi… Yaşım 21. Daha askerliğimi yapmamıştım. Evlenmek aklımın ucundan geçmiyor ve evliliğin hayatın doğal akışı içerisinde olması gereken bir konu olduğunu düşünüyor çok büyük anlamlar yüklemiyordum. Ta ki paylaşacağım hatırayı yaşayana kadar…
Minibüsümüzle bir tur şirketinde çalışıyordum. O sene Kuveyt’ten ülkemize bir aile misafir olarak gelmişti. Bu aileyi minibüsümle Bursa’ya götürmekle vazifelendirildim. Bursa’ya öğleden sonra vardık. Gezilecek yerleri gezdikten sonra misafirleri, akşam kalacakları otele bıraktım. Akşam yemeği olarak atıştırma yapabileceğim otoparka yakın bir yer buldum. Bir şeyler atıştırdıktan sonra arabayı otoparka çektim.
Kalacak yerim olmadığı için havanın da iyi olması sebebiyle minibüsün en arka koltuğunda yatmaya niyetlendim. Arka koltuğa geçtim ve tam uzanmıştım ki biri arabanın camına vurdu. Cama doğru başımı kaldırınca vuranın otopark görevlisi olduğunu gördüm. Araba içinde uyumanın yasak olduğunu söyleyeceğini düşündüm. Doğruldum arabadan aşağı indim. Bana;
“Kalacak yerin yok mu, arabada mı yatacaksın?” diye sordu ve cevabımı beklemeden;
“Gel bizim evde seni misafir edeyim” dedi.
Bu teklif beni çok şaşırttı. Ne düşüneceğimi ve ne diyeceğimi bilemedim. O, tanımadığı birisini evine davet ediyordu. Ben ise hayatımda ilk kez gördüğüm birinden evinde kalmam için davet alıyordum. Kısa bir düşünmeden sonra “Olur” dedim. Arabayla evine doğru yola çıktık. Fazla bir konuşma geçmedi aramızda, sadece isimlerimizi öğrendik. Otopark görevlisinin ismi Osman’dı. Kısa bir yolculuktan sonra evin önüne geldik...
Osman evin kapısını çalınca biraz uzakta durdum. Bana başıyla işaret ederek “Ev müsait buyurun” deyince, arkasından eve girdim. Anladığım kadarıyla büyük ve çok odalı bir evdi. Genişçe bir salona geçtik ve gösterilen yere oturdum. Salon gösterişsiz fakat çok temiz ve iç açıcı görünüyordu. Osman bana; “Lavabo ihtiyacın var mı, elini yıkamak ister misin?” diye sordu. Elimi yıkayıp odaya döndüğümde yemek saati olmamasına rağmen serilen sofra bezinin üzerine ahşap sofra tahtası, onun da üzerine sini konmuştu... DEVAMI YARIN