Benim doğum günümde onun ölüm haberi geldi!

A -
A +

Ga­ze­te ila­nıy­la ba­kı­cı­lı­ğı­nı ka­bul­len­di­ğim tey­ze­den bir da­ha ay­rı­la­maz ol­muş­tum. Tey­ze­nin bir de yaş­lı kı­zı var­dı. Üç ay da onun evin­de kal­mış ve tek­rar ge­li­ni­nin evi­ne dön­müş­tü. Tey­ze­nin kı­zı di­yor­du ki: -Na­zan Ha­nım, ma­yıs­ta Muğ­la'ya dö­ne­ce­ğiz. An­ne­mi de gö­tü­re­ce­ğim. Lüt­fen sen de gel. An­nem se­ni çok se­vi­yor. Gö­rü­yor­sun, be­nim ba­ka­cak du­ru­mum yok. An­ne­min son za­man­la­rı­nın gü­zel geç­me­si­ni is­ti­yo­rum. Bu da sen­siz ol­maz. Se­si­ne he­ye­can ka­ta­rak ge­lip el­le­ri­mi tut­tu: - Hem sen de ta­til yap­mış olur­sun; bi­zi kır­ma! Yi­ye­cek ek­mek içe­cek su­yu­muz var­mış. Bir ay sev­dik­le­rim­den uzak ama ana gi­bi sev­di­ğim tey­ze­me ya­kın bir za­man ge­çir­dim. Ço­cuk­la­rı­mı çok öz­le­dim. Şu var ki git­ti­ği­miz yer ina­nıl­maz gü­zel bir ta­til kö­yüy­dü. Ha­ki­ka­ten ba­na da ya­ra­dı. Ta­bi­i ki sa­yı­lı gün ça­buk geç­ti. An­ka­ra'ya dön­dük. Ama tey­ze­ye, kı­zı­nın evin­de de gi­dip ba­kı­yor ol­mam Sel­ma Ha­nı­mı çi­le­den çı­kar­mış­tı. Er­te­si gün işe git­ti­ğim­de çı­kı­şı­mı ver­di: -Kay­na­nam ol­duk­ça iyi. Öle­ce­ği fa­lan da yok. Biz de za­ten eko­no­mik sı­kın­tı­da­yız. Bak ikin­ci se­ne ol­du ma­aşı­nı ar­tı­ra­ma­dık. Sağ ol, sen bir şey de­me­din ama ko­cam da ben de vic­da­nen ra­hat­sı­zız. Bu ay­dan iti­ba­ren ar­tık gel­me. Ku­lak­la­rım uğul­da­ma­ya, elim aya­ğım tit­re­me­ye baş­la­mış­tı. Ya­pa­ca­ğım bir şey yok­tu. Bir haf­ta son­ra ar­tık gel­me­ye­cek­tim. Al­lah'ım ay­rı­la­ca­ğı­mı­zı bu za­val­lı ih­ti­ya­ra na­sıl söy­ler­dim? Bir haf­ta ça­bu­cak geç­ti. Du­ru­mu ar­tık tey­ze­ye an­lat­mam ge­re­ki­yor­du. Sel­ma Ha­nım o gün son ma­aşı­mı ver­miş, te­şek­kür edip git­miş­ti. Öğ­le ye­me­ği­ni ye­di­re­ne ka­dar mo­ra­li­ni boz­ma­dım. Ama ses­siz­li­ğim­den se­zin­le­miş gi­biy­di. -Yav­rum ra­hat­sız mı­sın? Çok ses­siz­sin de­di. Gü­lüm­se­ye­rek ya­nı­na otur­dum. Ona sı­kı­ca sa­rıl­dım: -Ana­cı­ğım inan öz an­nem ol­say­dın se­ni an­cak bu ka­dar se­ver­dim. Se­ni ta­nı­dı­ğı­ma çok mem­nun ol­dum. Çok gü­zel iki yıl ya­şa­dım se­nin­le. -Ya ben. Ya ben na­sıl mut­lu ol­dum. İnan öz kı­zım­dan çok sev­dim se­ni. Ar­tık göz­yaş­la­rı­mı tu­ta­mı­yor­dum. Göz­le­ri­mi o ku­ru el­le­riy­le si­ler­ken; -Yok­sa gi­de­cek mi­sin? de­di. Ama an­lat­ma­lıy­dım. Çün­kü ya­rın gel­me­ye­cek­tim. Al­lah'ım ne dü­şü­ne­rek işe baş­la­mış ne du­ru­ma gel­miş­tim? Şu sa­tır­la­rı ya­zar­ken bi­le göz­le­rim do­lu­yor. Tey­ze­nin el­le­ri el­le­rim­de ne ka­dar ağ­la­dım bi­le­mi­yo­rum. O hiç se­si­ni çı­kart­ma­dan sa­kin­leş­me­mi bek­li­yor­du: -Ana­cı­ğım, Sel­ma Ha­nım ar­tık gel­me­mi is­te­mi­yor. Ama se­ni as­la bı­rak­ma­ya­ca­ğım. Ge­rek­li yer­le­re baş­vu­rup ge­re­kir­se se­ni alıp bi­zim eve gö­tü­re­ce­ğim, de­dim. O da ağ­lı­yor­du. Ama böy­le de­yin­ce "Sa­kın yav­rum, böy­le bir şey yap­ma. Oğ­lu­ma kı­ya­mam" de­di. "Onun na­sıl zor­da ol­du­ğu­nu gö­rü­yor­sun. Böy­le bir du­ru­mu kal­dı­ra­maz. Be­nim za­ten ne öm­rüm kal­dı ki. Sen­den son­ra çok ya­şa­mam. Se­nin­le gi­der­sem oğ­lum dil­le­re dü­şer. Ne olur bu­nu ben­den is­te­me" di­ye yal­var­dı. Ca­nım tey­zem, ger­çek ana­lık buy­du. Ge­li­ni­nin ve to­run­la­rı­nın tüm ezi­yet­le­ri­ne rağ­men o yi­ne de oğ­lu­nun üzül­me­si­ni dü­şü­nü­yor­du. O gün iki­miz de gün bo­yu, ya­rın bir­bi­ri­mi­zi gö­re­me­ye­ce­ği­mi­zin acı­sı­nı çek­tik. Ve­da anı gel­miş­ti. Tey­ze­nin eli­ni öp­tüm. Sa­rı­lıp he­lal­leş­tik. Sık sık ge­le­ce­ği­mi söy­le­ye­rek ay­rıl­dım. Ama ol­ma­dı. Sel­ma Ha­nım her de­fa­sın­da bir ba­ha­ney­le be­ni gö­rüş­tür­me­di. Onu çok öz­le­miş­tim. Da­ya­na­ma­dım. 2007'nin ilk ayın­da bir cu­ma sa­ba­hı da­vet­siz git­tim. Mec­bu­ren içe­ri al­dı. Tey­ze­nin oda­sı­na gir­di­ğim­de yı­kıl­dım. Çün­kü tey­ze ilk gör­dü­ğüm gün­kü gi­bi pe­ri­şan ha­le gel­miş­ti. Elim­de ol­ma­dan Sel­ma Ha­nı­ma "Siz­de hiç in­saf yok mu?" di­ye ba­ğır­mı­şım. Hiç ol­maz­sa gel­miş­ken bir ban­yo yap­tır­mak is­te­dim. Tav­rım kar­şı­sın­da mü­sa­ade et­ti. Be­ni ta­nı­ma­mış ama "Sen kim­sin, be­nim bir kı­zım var­dı. Ah o ne­re­de?" di­ye mı­rıl­dan­mış­tı. Ağ­lar­ken Sel­ma Ha­nı­ma bak­tım. Bir in­san bu ka­dar mer­ha­met­siz, duy­gu­suz ola­bi­lir­di. Çok sür­me­di... 6 Şu­bat­tı. Be­nim do­ğum gü­nüm­dü. Tey­ze­nin da­ma­dı Şev­ket Ağa­bey­di ara­yan: Tey­ze­nin ve­fa­tı­nı ba­na da ha­ber ver­mek is­te­miş­ti. Ne en­te­re­san ki do­ğum gü­nüm­de ve­fat et­miş­ti. Ölüm onun için as­lın­da kur­tu­luş­tu. O gün­den be­ri an­nem­le bir­lik­te onun da ru­hu­na oku­yo­rum. Ru­muz: "Maz­lum Tey­zem"-An­ka­ra >> Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.