"Ağabeyim bana gelip 'ben yarın hacca gidiyorum, hakkını helal et' dedi. Ona hiç cevap vermedim!.."
Evde doğru dürüst yıkanmama bile izin vermezlerdi! Benim için iki seçenek vardı! Ya hiç yıkanmayacaktım, ya da babamla üvey annemin izin verdiği suyla yıkanacaktım. Artık diğer günlerde yıkanmıyordum. Ama bazen mecburen yıkanmam gerekiyordu. İşte o zaman mecburen kazandaki birazı ılık, birazı soğuk olan o suyla yıkanıyordum, ama ne yıkanma... Soğuk suyu başımdan aşağı döktüğüm zaman o suyu her döküşümde sanki elektrik çarpmış gibi sıçrayıp titriyordum. Hem yıkanıp hem de ağlıyordum, gözüm sabunla doluyordu!
Bir gün yine bu kez şofbeni açarak yıkanmak istedim. Üvey anneme şofbeni açmak istediğimi söyledim. İzin vermedi. Ben şofbeni açtım o kapattı! Sonunda banyoyu tamamladım. Tam abdest alacağım sırada su soğumaya başladı! Çıkıp şofbeni tekrar açayım derken sırtıma sert bir şeyin değdiğini hissettim. Sırtımdaki havlu düşmüştü.
Gözlerim görmediği için ilk anda anlayamamıştım. Meğer babammış vuran! Sırtıma vurarak düşürdüğü havlumu bile alamadan, henüz o üryan olan bedenimi eline geçirdiği hortumla vura vura perişan etti!
O günden sonra kış gelip de şofbenin açılmasına izin çıkana kadar çoğu zaman utanarak ve Allahtan af dileyerek söylüyorum gusülsüz dolaşmaya başlamıştım.
Halimden, evli olan ablamı haberdar ettiğimde bana, "bari Ramazanda rahat etsin" diyerek orucumu rahat tutabilmem için beni Ramazan bitene kadar kendi evine götürdü!
Üvey annem geldiğinin ikinci yılından itibaren çok ilginç bir zulüm tekniği geliştirdi bize karşı! Yazın odanın penceresini açtırmaz, "içeriye toz geliyor" derdi. Evde sıcaktan ve havasızlıktan bunalırım. Kış geldiğinde ise odamda otururken "odanın içi havalansın" diyerek pencereleri açardı.
Şimdi son 10 senedir kış gelince babam ve üvey annem sobaya tahta üzerine talaş ekleyip uyurlar. Biz ise kara kışın ortasında da olsa dışarıda her yerde kar da olsa, o buzdan odada ablam iki tane battaniyeye, bense kışlık yorgana bebeğin kundağa sarıldığı gibi sarınarak uyuruz.
Abim bu yıl Diyanet Görevlisi olarak üçüncü defa hacca gitti! Bu defa bana da gelip "ben yarın gidiyorum, bana hakkını helal et" dedi. Ona bir cevap vermedim.
Ama buraya yazamadığım neler yaptı bana. Benim yerimde siz olsaydınız hakkınızı helal eder miydiniz? Keşke bir radyo tiyatrosunun senaryosu olsaydı bu yazdıklarım. Bu yüzden ailem Allah'ın huzurunda benden asla ama asla helallik alamayacak.
Rumuz: "S. A."