"Bilmiyorum" diyemediğim için!..

A -
A +
Bilmediğimiz hâlde nefsimize ağır geldiğinden, gururdan, kibrinden... Ne sayarsanız sayın "bilmiyorum" diyemediğimiz için hem kendimizi mahcup ediyor hem karşımızdakini yanlışa yönlendiriyor, bazen de kandırmış oluyoruz.
Geçen hafta kayınvalidemin emekli maaşını alması için semtimizdeki postaneye gittik. Yaşlılara saygı gösterdiklerinden sıradakiler sırasını veriyordu. Bankodaki memur da onun işlemini öne alıyordu.
Yine öyle olmuştu. Sırada birçok insan olmasına rağmen, eşim, yaşlı annesinin koluna girerek öne doğru ilerledi. Ben de orada bir kenarda kalabalık etmemek üzere bekliyorum.
O sırada tanıdığım ve kendisine çok hürmet ettiğim çok değerli bir dostumu gördüm. Sıra numarası almaya çalışıyormuş. Kendisi bir iki kez denemiş ama sıra alamamış. Makinede mi arıza vardı bilemiyorum. Göz göze gelince selamlaştık. Hâl hatır sorduk. Dedi ki:
"Sıra makinesinden sıra alacağım ama başaramadım."
Ben hemen kendinden emin bir eda ile makineye elimi uzattım. Ne kadar tuş varsa sırayla basmaya başladım. Birinden kâğıt çıkmazsa birinden çıkardı. Nihayetinde öyle oldu. Bir tuşa basınca kâğıt çıktı.
-Buyurun.
-Çok teşekkür ederim.
Ama bir tuhaflık olduğunu fark ettim. Çünkü aldığım fişteki numaraya göre arkadaşın sırası çabucak gelecek gibi gözüküyordu. Örneğin bankoda işlem gören numara 78 yazıyorsa arkadaşa aldığım fişte de 80 yazıyordu. Yani ona sıra gelmesi için arada iki kişi var demekti. Oysa sırada bekleyen en az yirmi kişi vardı. Normal sıra fişi olsa en az bu kadar sonraki bir rakam olmalıydı.
Sebebi az sonra anlaşılacaktı. Ben arabayı getirmek için dışarı çıktım. Birkaç dakika sonra da eşim ve annesi geldiler. Hareket ederken dedi ki eşim:
-Ya adamcağızın birine engelli fişi vermişler. Adamcağız numara yanıp da bankoya gidince "bu engelli fişi, siz engelli misiniz?" diyerek geri çevirdiler. Adamcağız sanki uyanıklık yapıyormuş gibi algılandığı için çok mahcup oldu... "Ben bilmiyorum bir arkadaştan rica etmiştim. O almıştı fişi" dedi ama yüzü kızardı utancından.
Eşime dedim ki: "Asıl engelli olan benim. O beyefendiye o fişi alan kim biliyor musun?"
-Sen misin yoksa?
-Evet benim... Ama "bilmiyorum" diyemediğim için hem o arkadaşı orada mahcup ettim, hem o arkadaşa karşı rezil oldum...
Şimdi o arkadaşla karşılaştığımda onun yüzüne nasıl bakacağım onu düşünüyorum.
          Sermet Göğebakar-Ankara

Türkiye Gazetesi, İhlas Plaza 29 Ekim Caddesi No: 23 34197 Yenibosna/İSTANBUL - Faks:  0212 454 31 00
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.