"Bir daha buralara gelme!"

A -
A +

Ben o günlerde ölümle pençeleştiğimin farkında değildim. Ama hemşireler bir bebekten bahsediyorlardı. Bebek normalden çok büyük doğmuştu. Sadece 5 gün yaşamıştı. İlaçların etkisiyle gördüğüm halüsinasyonlara bir de o bebeğin hayali eklenmişti. Bebek yeni bir hayatın sembolüyken, ölümle tanışıyordu. Konuşabilseydim anneme sorardım: -Ölecek miyim? Cevap alabilir miydim bilmiyorum ama ben de merak etmeye başlamıştım sonumu... 5 gün süren sessizliğimi bozan ilk kelimeler, odadakileri epey ağlattı. Yine uyuduğum zamanlardan biriydi. Annemin gözlerinden yanağıma boşalan gözyaşları korkuyla uyanmama sebep oldu. Ona baktığımı görünce alelacele gözlerini sildi. Babam da odadaydı ve ben onları böylesi üzgün görmeye dayanamadım. Suratlarında eğreti duran gülümseme beni daha da üzdü. Uzun süredir tek kelime etmemiştim. Ve "Bitmedi mi artık? Eve gitmek istiyorum!" diye mırıldandım. Bu mırıldanışa bile uzun uzun ağladığımızı hatırlıyorum. Ölümle burun buruna olduğumu elbette bana söylememişlerdi. Eve dönemezsem diye ağlıyorlardı. Sözlerim onları ağlatsa da; konuşmam iyileşmeye başladığıma işaretti. Tekerlekli sandalyeye kadar attığım adımlar, ilk adımlarım kadar heyecanlandırdı onları... Doktorlar daha önce böyle bir hastalıkla karşılaşmadıkları için bana çok özen gösteriyorlardı. Profesörler beni özellikle ziyarete geliyordu. Bense hiç aldırış etmeyip, sırtımı dönerek uykuma devam ettim. Doktor kızacak olsa bile. 9. günün sonunda eve çıkabilecek kadar iyi durumdaydım. Birkaç gün evvel bana şaşıran doktorum, şimdi beni alnımdan öpüyor: -Büyük tehlike atlattık. Demek ki Allahın verdiği ömür bitmemiş. İnşallah güzel günler göreceksin... Bir daha buralara gelme tamam mı, diyordu. 9 gün boyunca serum yemekten şişen damarlarıma baktım. Ellerimin ne kadar çok acıdığını düşünerek, bir daha GATA'ya ziyaret için bile olsa gitmeyeceğime emindim. Hastalıktan sonra hayatımda ne değişti bilmiyorum. Aslına bakılırsa hastalıktan öncesini de pek hatırlamıyorum. Ama ölümle pençeleşmenin ne demek olduğunu biliyorum. Hayatın anlamının ölümde gizli olduğunu da... Ve hastalıktan kalma bir bilinçle atıyorum her adımımı... Ailem gözyaşları içinde Allah'a avuç açmasaydı; bütün sevdiklerim benim için dua etmeselerdi geri kalan ömrüm bana bağışlanmayacaktı belki de... Adım atabildiğim için; soluduğum havanın farkında olduğum için; gözümün önündeki onlarca nimet için... Ve en çok da bunları bana lütfeden için... Mesele ölü gibi olmakta belki de... Ölüme inat ölü gibi olmakta... Nukte Öcal-Antalya > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.