"Bir daha sakın geri dönme!.."

A -
A +

Yaşım 40'a gelmişti. Ailedeki 'fay hattı' da gerildikçe gerilmişti... Artık evde akşamları kapılar sert kapanıyor, sabahları sinir küpü kalkılıyordu... Suratlar yere inmişti. Birbirimize küs gibi davranıyor, yüz yüze gelip de konuşacak bir söz bulamıyorduk. Konuşmalarımız tek kelimelikti. Uzun düşünceleri içimize hapsediyorduk. Ve bir sabah 18 yıllık evlilik bir kavgada bitti: -Bana bak fazla üzerime gelme, çeker giderim. -Gitmezsen erkek değilsin. -Aha da gidiyorum... Her bir şey sizin olsun. İşte şu evin tapusu, işte şu bankadaki para... İşte şu işte bu diye neyim varsa hepsini onlara bıraktım. Bir ceketimi alıp çıktım ilçeden... Evimden mi kaçıyordum kendimden mi bilemiyorum. Ardımdan seslendi eşim: -Bir daha sakın geri dönme. Dönersen de beni bulamazsın!.. Huyunu iyi biliyordum. Onun ağzından çıkan kanun idi. Öyle prensip sahibi biriydi. Yani artık bu evlilik bitmişti. İlk defa o vakit içim cızz etti... Meğer sevmiştim eşimi. O benden ne istiyordu? Bir kuru sevgi... Bana demişti ki bir gün 'yanımda adam mı var odun mu bilmiyorum?' Öyle zoruma gitti ki anlatamam. Lafa mı üzülecektim, odunluğuma mı? Uzatmayayım. Çektim gittim İstanbul'a... Zaten ne kadar problemli insan varsa doğru İstanbul'a... İstanbul'da ne iş yapacaktım? Yolum bir yardım derneğine düştü. Gönüllü üyesi oldum. Öyle çok çalışıyorum ki başımı kaşıyacak vaktim yok. Meğer İstanbul'da avareye de iş varmış, parasız olduktan sonra... Bu arada beni bir hanımefendi ile evlendirdiler. Ben de evlendim. O evlilikten de bir kızım oldu... Tam on iki sene sürdü o evlilik... Ama birkaç sene sonra bu eşim de aynı şeyler söylemeye başladı: -Sen ne biçim kocasın? Ne biçim babasın? Ne biçim olacağım, sabah evden çıkıyorum. Gece yarısı geliyorum. Elim boş, gözüm yaş... Evdekiler ne yer ne içer? Ne yapar? Bir arkadaş var yedi sene yanında çantacılık yaptım. Ağzı iyi laf yapıyor. Her projesi bir milyon dolardan aşağı değil. Biri tutarsa köşeyi döndük... Bir yerde maaşlı bir iş bulmuş. Ortada ne projesi kaldı ne kendisi. Beni iki dakikada unutuvermişti. Adam hayal satmış yıllarca. Ben de inanmışım. Bu arada evde de sıkıntı had safhaya gelmişti. Benim gibi adamı kim neylesin? Evden kovulmadan ben kendim çıktım gittim. Nereye? Onu da bilmiyorum. Bir tesellim var ise kızımın annesi çok maharetli. Zaten dernekte de çok faaldi. Hem evlilikte de evin geçimini o sağlıyordu. İstanbul'da yalnız kalınmaz... Arkadaştan bol bir şey yoktur... (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.