“Gözlerine dedelerinin hayali gelmiş. Onlara yaptıkları davranış sebebiyle çok gücenmiş...”
Allahü teâlâ isterse her şey olur… Ben ilkokul öğretmeniyim… İnsanın hayatında çok ibretlik şeyler vardır. Benim de hiç unutamadığım bir hatıram var. Öğretmenliği ilk yaptığım yer Konya’nın Çeltik ilçesinde başıma geldi… Ben orada sekiz sene görev yaptım. Okulum Çeltik ilçesinin köyündeydi. İçinden ırmak geçen ama pek de yeşilliği olmayan bir köydü. Köylüler sıcakkanlı ve misafirperver insanlardı.
Görevimin altıncı yılında kendi memleketimden biriyle nişanlandım. Ertesi yaza da düğün yaptık. Çalıştığım köyde ev tuttuk. Ev toprak evdi. Eşyalarımızı getirip yerleştirdik. Eşim bu köyün yabancısıydı. Evliliğimizin ikinci aylarındaydı. Bir gün evimizin avlusunda bulunan başka bir evde yabancıların dolaştığını gördük. Ev de iki katlı dışarıdan merdivenli, eski bakımsız toprak bir evdi. İki kadın bir adam ve bir çocuk ellerinde valizlerle geldiler. O eski evin alt katında kalmaya başladılar. Gayet rahat tavırlı insanlardı. Kıyafetleri aksine muhafazakâr değildi.
Önümüzdeki hafta artık sahura kalkmaya başlayacaktık. Yani mübarek ramazan ayı başlıyordu. Biz sahura kalkıp oruç tutuyorduk ama karşıya taşınanlar gündüz vakti normal günlerden bir gün gibi davranıyorlardı. Hatta bu mübarek günlerden haberleri mi yoktu önem mi vermiyorlardı bilemiyorum bahçede mangal yakıyorlardı. Adam beraberinde alkol de alıyordu. Ramazan ayında olduğumuzu hiçe sayıp bahçeye sofra kurup gözümüzün önünde yemek yiyorlardı. Tabii ki bu rahat tavırları bizi üzüyordu.
Daha enteresanı eşim onların tavırlarından korkuyor avluya çıkamıyordu... Ramazanı şerifin son haftasıydı. Bir sabah kalktığımızda fark ettik ki karşı komşular yoktu. O günden sonra da hiç gelmediler, görünmediler…
Birkaç gün sonra duyduk ki bir gece apar topar köyden ayrılmışlar. Meğer kaldıkları ev adamın dedesinin eviymiş. Dedeleri gece gözlerine gözükmeye başlamış. Bu yaşadıkları hâlden korkup köyü terk etmişler. Sonunda dualarımız kabul olmuştu ve o kimselerin rahatsızlık veren komşuluklarından kurtulmuştuk. Rahat bir nefes almıştık. Allah dilerse neler olurmuş. Rabbim herkesi iyilerle karşılaştırsın, iyi komşuluklar nasip etsin…
Tuncay Karaman