Bir genç bana "amca" dedi

A -
A +

"Gidip de dönmemek, toprak uğruna toprağa düşmek ayrı bir kahroluştu, bu ayrı bir kahroluş!.."

İkindi namazını camide eda ettikten sonra yürüyerek evime dönüyordum. Meyilli bir yerden aşağı yola inecektim. Elinde baston, bir ayağı problemli olduğu anlaşılan 25-26 yaşlarında bir delikanlının seslendiğini duydum:

-Amca bakar mısın?

-Bana mı seslendin?

-Evet, ayağım protezli de aşağı inemiyorum. Bana yardımcı olur musunuz?"

Hemen gence doğru yürüdüm:

"Tabii yardımcı olurum" dedim. Aynı zamanda hem ayağının protezli olmasına hem hastanın delikanlı olmasına üzüldüm. Kendisine destek oldum, birlikte aşağıya indik. Yaşı genç olunca sormadan edemedim:

-Geçmiş olsun nasıl oldu?

Verdiği cevap yüreğimi dağladı: "Dört yıl önce Hakkâri Bölgesinde bir çatışmada kurşun diz kapağıma isabet etti. Dizim parçalandı. Yeni bir protez için yine ameliyat olmam lazım."
Kahroldum... Sapasağlam gittiği askerden bir daha bir ömür sakat kalacak şekilde dönmek... Gidip de dönmemek, toprak uğruna toprağa düşmek ayrı bir kahroluştu, bu ayrı bir kahroluş...

Gencin şu cümleleri ise daha enteresandı:

"Biz askere gelmeden önce elimize silah almayan kimselerdik. Silahlı mücadele konusunda da iyi bir eğitim alamamıştık. Verilen eğitimler oranın şartlarına göre yetersiz kalıyordu. Bunu oraya gittiğimizde anladık. Ayrıca silahlı mücadeleye girişecek olan askerin zihnen ve bedenen sağlıklı kişilerden olması gerekir..."

Bu sözleri manidar buldum. Ayrılırken dedi ki: "Amca hakkını helal et, bana yardımcı oldun."
Böyle deyince gözlerim doldu geldi. Ona "helal olsun" diyerek yanından ayrıldım ama kendi kendime "esas sen hakkını helal et bize, hepimize helal et; bizim için, vatan için gençliğinin baharında sakat kaldın isimsiz kahraman" diye mırıldandım...

Eve geldiğimde gerçekten askerlik yapacak kişinin ruhen ve bedenen sağlıklı olmasının önemini daha çok düşünmeye başladım. Cevval olmayıp hantal bir yapısı olan zihinsel olarak bu mesleğe adapte olamayacak kişilerin askerlik yapmasının beyhude olacağına iyice kanaat getirdim. Gerçekten askerlik bir meslekti. İş olsun diye değil sevilerek yapılmalıydı ama profesyonel eğitim alarak yapılmalıydı. Sarıkamış'ta 90 bin askerin tek kurşun atılmadan kar üstünde donarak şehit olması hafızalarda her geçen gün daha derin izler bırakmıyor muydu? Devamı yarın

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.