Bir lokmaya bir ömür vefa...

A -
A +

Ne olmuştu o unutulmayan günde? Ne olmuştu da hastanede gelinime gerçekten özel ilgi göstermişti bu hemşire? Ve beni görünce babasını görmüş gibi boynuma sarılmıştı? Tabii o saniyeler içinde, bu hemşire kızımın babasıyla nasıl tanıştığım geldi gözlerimin önüne... Ah yıllar... O dönemler bir bakkaliyem var... Şimdiki adıyla mini bir market de diyebilirsiniz... Bir ahbabım geldi bir gün... Yanında da bir vatandaş var. Dedi ki bana, yanındaki vatandaşı göstererek: -Bak bu insan güvenilir biridir. Senden veresiye alışveriş yapmak istediği zaman yardımcı olursan sevinirim. Dedim ki: -Sen söyledikten sonra lafı mı olur? Buyurun dükkân sizin... O yıllarda kredi kartı falan yoktu herkeste... Hâli vakti yerinde olmayanlar veresiye alır, maaşını alınca öderlerdi. Bu vatandaş da veresiye almaya başladı. Hakikaten her ay muntazam olarak bir şekilde borcunu ödedi. Kimi aylar sıkıntı yaşasa gelip söyledi. Söylediği gün gelip ödedi... Uzun süren bu alışveriş, aramızda dostluk oluşmasına sebep olmuştu. Hoş, ben bakkal isem o da müşterimdi... Aramızda senlik benlik mi olur? Birkaç sene sonraydı. Bu müşterim bizim evin yakınına bir yere taşınmıştı. Yani komşu olmuştuk. Ve bir ramazan günü. Bu komşuma sürpriz bir ziyaret yapmak geçti içimden. Dedim ki hanıma: -Filanlara bu akşam iftara gideceğiz. Ama çat kapı... -Ya dellendin mi sen? -Hayır hayır... Yemekleri biz yapacağız ve elimizde tencerelerle gideceğiz... Komşumun kaç nüfus olduğunu da biliyorum ya, o kadar kişiye yetecek şekilde ve söylemesi ayıp et ağırlıklı güzel bir menü hazırladık. İftara on dakika kala da kapıyı çaldık. Bizi görünce "Ooo buyurun" dedi ama komşumun benzi atmıştı. Biliyordum durumunu. Gülerek ve samimi olduğumuz için "Ne korkuyorsun canım yemeğimi de getirdim meraklanma" dedim. Hoş beş içeri girdik. Hanımlar sofrayı donattılar. Çocukları masaya çağırdık. Güzel sohbet, güzel bir iftar ziyafeti oldu... Dostluğumuza dostluk katıldı... Hey gidi günler hey... Hayat ne enteresan... Aradan geçen yıllar içinde ne o komşuluklar kalmıştı, ne market, ne memleket... Uzun seneler sonra geri döndüğümde ise bir emekli vatandaş idim ben... Torunumun doğumu için geldiğim hastanede bize özel ilgi gösteren o hemşire kızımız meğer yıllar önce çocukken yaşanan o iftarı ve o yemekleri hiç unutamıyormuş. Tabii bizi de... Ve o zaman anladım ki aynı zamanda benim o günkü varlıklı halimle bugünkü bu gariban halime hayret ederek duygulanmış... Ve asıl olan bir lokma ekmeği yıllar geçse de unutmayıp bize vefa göstermesiydi. F.D.-Ordu > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.