Bir nüfus kâğıdım bile yok

A -
A +

Çoban anlatmaya devam ediyordu: "Mühendis keçi sütüyle hastalığın kötüye gidişini durduklarını anlatıyordu. Ben de, "anneme yararı olur" düşüncesiyle bu iki keçiyi alıp hem sütünden içireceğim, hem de ev halkı da içer, dedi." -Ee? -Benden keçilerin bakımı ile ilgili bilgi aldı. Yeniden yavrulaması için altı ayda bir teke bulması gerektiğini anlattım. Keçileri aracına koyup gitti. Çoban bunları anlatırken derin bir sessizlik oldu. Biz eşimle göz göze geldik. Gözlerinde âdete yeni ışıltılar görmeye başladım. Dedim ki eşime: -Ne dersin iki keçi de biz alırız. Ailece süt içeriz? -Neye olmasın? Ama yerini nasıl hazırlayacağız? -Nasıl olsa kiradayız. Şehir dışına yakın bir bölgede tek katlı bahçe içinde ev satın alırız. -Ah keşke... Sen yanımızda ol da... Ateşimiz köz olmuştu. Getirdiklerimizi hanımla birlikte mangalda pişirdik. İhtiyar amcayı da zorla soframıza oturttuk. Yemek boyunca çocuklarımla ilgilendiğimden, fazla konuşamadık. Bizim derdimizden ihtiyar amcanın hayat hikâyesini dinleyememiştik. Yemekten sonra çaydanlıkları közün üzerine koydum. Küçük kızım uyumuştu. Büyükler de top oynuyorlardı. Sofrayı topladık, çay demlenirken sohbette koyulaşmaya başladı. İhtiyar amca anlatmaya başladı: -Oğul sizin derdiniz daha taze olduğu için benimkini sonuna bıraktık. Allaha şükür bizimkisi unutuldu gitti. Benim bir nüfus kâğıdım bile yok, dedi. Ben: -Nasıl olur, amca. Cüzdansız insan nasıl yaşar dedim? -Yaşar oğul yaşar. İnsan kaderine rıza gösterirse, yeni doğduğu yeri beğenirse, bu yerlerdeki insanları ana baba olarak görürse, burada yaşamanın kıymetini bilirsin üzerinde onu örten dam, sırtında da ceketin olursa, o ceketin cebinde nüfus hüviyet cüzdanı olmasa da yaşar oğul, yaşar, dedi. Ben çok meraklanmıştım. Çayı demleyip yine ihtiyar amcanın yanına oturdum. Anlatmaya devam etti: -Bir kış gecesi kayınpederim balıkta imiş... Sahile yakın bir yerde ağları topluyormuş. O esnada bir kamyonetten denize doğru bir şeyin atıldığını görüyor. Kamyonet hızla uzaklaşıyor. Tabii kayınpederim karanlıkta ne kamyonetin plakasını alabiliyor, ne de ne atıldığını merak ediyor. -Ee? -Kayınpederimin balığa giderken yanından eksik etmediği köpeği de olup bitene şahit oluyor. İskeleye yanaştıklarında köpek motordan atlayıp hızla kamyonetin bir şey attığı yere geliyor. Arkasından kayınpederim de geliyor. Aradan üç dört saat geçtikten sonra benim sudaki baygın vücudumu yarı donmuş halde karaya çıkarıyor. Devamı yarın... > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.