Hiçbir kurum ve kuruluşa borcum olmadığı, noterden temiz kâğıdım olduğu halde, satış devir işlemi yapılırken arabamda haciz bulunduğunun söylenmesi, şaka gibi gelmişti bana. Ama galiba bu işin şakası yok gibiydi. 35 yıllık dostum, telefonda çok ciddiydi: -Basit bir yanlışlığa benzemiyor bu iş. -Başka neye benzeyebilir ki? Benim Bornova'da fabrikalarım, mağazalarım, şirketlerim olsa, bunca yıllık dostum olarak sen de bilirdin herhalde... -Orası muhakkak da... Başka şeyler geliyor aklıma benim. Felâket tellalcısı olarak görme de beni... -Olur mu öyle şey? Söyle sen aklına gelen şeyi. -Sen bir tarihte çantanı çaldırtmıştın, değil mi? -Evet... Hem de iki kez... -Çantanda nüfus cüzdanın, ikametgâh senedin, imza sirkülerin veya bunların tasdikli örnekleri falan da var mıydı? -Evet de, şimdi bunların benim arabama haciz konulmasıyla ne ilgisi var? -Diyorum ki, bu belgeleri ele geçiren kötü niyetli biri, senin adını ve kimlik bilgilerini kullanarak bir iş yeri açmış, bir şirket kurmuş olmasın! -Olamaz dostum. Şirket kurmak öyle kolay mı? Ben bir zamanlar, bir şirket kurmak istedim de, nasıl kılı kırk yardılar bilir misin sen? -Bilirim Hüseyin'im bilirim de... Sen kurmak istersen böyledir bu. Ama senin bilgilerini çalan bir sahtekâr kurmak isterse, tereyağından kıl çeker gibi kolayca yaptırıyor. Çünkü onlar bir şebeke gibi çalışıyor. İçim cızz etti birden... Dedim ki telefondaki dostuma: -İnşallah böyle bir sahtekârlığa kurban gitmemişizdir! -İnşallah... Ama bana böyle bir sahtekârlık varmış gibi geliyor. Dahası, seni üzmek istemem ama öteki iki araban da hacizli olabilir. Bence, malî danışmanınla birlikte vergi dairene uğra hemen. Tecrübeyle sabittir; dostumun öngörüleri, doğru çıkar genellikle. İyi de ben onca yıllık mükellefi olduğum vergi dairesinin yolunu bile bilmem. Kaldı ki tanıdığım biri olsun. Gelir vergisi, KDV, stopaj hep banka hesabına ödenir çünkü. Ne yapayım, kime gidip derdimi anlatayım diye kara kara düşünürken, B. Çekmece Vergi Dairesi Müdürlüğü yapmış, şair ve yazar dostum Ahmet AK geldi birden aklıma. Aradım cep telefonundan hemen. Hiç söz etmeden bu meseleden, bir tanıdığın var mı, Hocapaşa Vergi Dairesi'nde? diye sordum. -Var, dedi; ben telefon edip randevu alayım; beş dakika sonra ararım sizi. Gerçekten de beş dakika sonra aradı: -Müdür yardımcısı Necmettin Soysal, saat 16.30'da bekliyor. Malî Danışmanım Hasan Doğan'la birlikte randevu saatini beklerken vergi dairesinde, telefonum çaldı. Diyordu ki dostum AK: -Necmettin Bey şu anda bir seminerde... On dakika sonra makamında olacak. Dostumun bu inceliği, kibarlığı, nezaketi çok memnun ediyor beni. Gerçekten de Md. Yard. Necmettin Bey de güler yüzle kabul edip ilgiyle dinledi bizi. Ve Cevriye Hanım'ı (Altıparmak) çağırıp gerekenin yapılması talimatını verdi. Ertesi sabah, işi gücü bırakıp yine vergi dairesinde aldık soluğu. Vergi memurlarını asık suratlı diyenler Cevriye Hanım'ı görünce utanır. Bizi iki misafiri gibi ağırladı. Gerekli araştırmaya başlarken ısrarla çay kahve ikram etti. Gerçekten ilgilendi. Ama bilgisayardaki sonuç acımasızdı. Meğer Bornova'da Hur-Bak Hurda San. Ltd. Şti. Adlı şirketin % 15 hisseli ortağı imişim (!) de haberim yok. Ve... 189 bin TL vergi borcum göründüğünden 30 Ocak 2009 tarihinde üç arabama da haciz konmuş. "Doğru yoldan ayrılmadığım için adliyeye, avukata, hâkime yolum düşmez benim" demesin kimse... Şimdi bu sahtekârlığın mağduru olmamak için savcılık, adliye vb. koşturup duruyorum... > Hüseyin Erkan-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00